Veneer Theory (Türkçesi: Cilâ Teorisi), insan doğasının özünde bencil ve vahşi olduğunu, ancak medeniyetin getirdiği ince bir cilâ (veneer) ile bunun örtüldüğünü savunan bir teoridir. Bu görüşe göre, insanın etik ve ahlaki davranışları, aslında kırılgan bir toplumsal yapının ürünüdür; bu yapı ortadan kalktığında veya kriz anlarında insanın gerçek doğası açığa çıkar ve bencillik, rekabet ve şiddet ön plana geçer.
Bu teori, özellikle Thomas Hobbes’un “insan insanın kurdudur” (homo homini lupus) anlayışıyla ilişkilendirilir. Hobbes’a göre, insan doğası gereği bencildir ve güçlü bir otorite (devlet) olmadan toplum kaosa sürüklenir.
Ancak Frans de Waal gibi bazı bilim insanları ve filozoflar bu görüşe karşı çıkarak, insan doğasının yalnızca bencil değil, aynı zamanda işbirlikçi ve empatiye yatkın olduğunu savunurlar. De Waal, insanın şefkat ve işbirliği gibi özelliklerinin biyolojik kökenli olduğunu, yani medeniyetin bir cilâdan ibaret olmadığını öne sürer.
Özetle, Veneer Theory insan doğasını olumsuz bir perspektiften ele alan bir görüştür ve insanlığın uygar, ahlaki veya iyi olarak algılanan yönlerinin yüzeysel ve geçici olduğunu savunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder