2025-02-11

David Chalmers: ChatGPT, Bilinç ve Felsefenin Yeni Sınırları

David Chalmers: ChatGPT, Bilinç ve Felsefenin Yeni Sınırları

Çağdaş felsefenin en önemli isimlerinden biri olan David Chalmers, büyük dil modelleri ve yapay zekâ üzerine derinlemesine düşünen bir filozof olarak, bu teknolojilerin insan zihniyle olan ilişkisini sorguluyor. 30 yılı aşkın süredir bilinç üzerine çalışan Chalmers, yapay zekânın sınırlarını anlamak ve onun insan düşüncesine ne kadar yaklaşabileceğini değerlendirmek adına çeşitli platformlarda görüşlerini paylaşıyor.

https://youtu.be/uhRhtFFhNzQ

Bu yıl Washington Üniversitesi’nin TRIADS Konuşmacı Serisi kapsamında düzenlenen etkinlikte, Chalmers şu soruyu tartışmaya açacak: "ChatGPT düşünebilir mi?"

Bu tür sorulara doğrudan "evet" ya da "hayır" cevabı vermekten kaçınan Chalmers, yine de bu meseleleri en iyi değerlendirebilecek kişilerden biri. Kitapları, TED konuşmaları ve akademik makaleleriyle bilinç araştırmalarına yön veren filozof, aynı zamanda yapay zekâ konferanslarında da aktif olarak yer alıyor.

ChatGPT'nin Chalmers Üzerindeki Etkisi

ChatGPT ve benzeri sistemlerin hayatına etkisini değerlendiren Chalmers, bu teknolojileri iki ana başlık altında ele alıyor: teorik ve pratik.

Teorik açıdan bakıldığında, Chalmers için en ilgi çekici mesele, yapay zekânın gerçekten bilinç sahibi olup olamayacağı. ChatGPT gibi modeller, hâlâ insan seviyesine tam olarak ulaşamasa da, artık "bu sistemler gerçekten düşünebilir mi?" sorusunu ciddiye almak gerekiyor. Öte yandan, büyük dil modellerinin hata yapmaya ve tutarsız cevaplar vermeye yatkın olması, onların henüz insan zekâsına eşdeğer olmadığını gösteriyor.

Pratik açıdan ise, ChatGPT’nin bir filozof ve akademisyen olarak günlük hayatına etkileri büyük. Öğrencilerin bu sistemleri nasıl kullandığını değerlendirmekten, araştırmalarında ilginç fikirleri test etmeye kadar birçok alanda yapay zekâdan yararlandığını belirtiyor. Chalmers, bir noktada ChatGPT'yi zeki bir öğrenciye benzeterek, iyi bir düşünce partneri olabileceğini söylüyor.

Yapay Zekânın Sınırlarını Zorlayan Anlar

Chalmers, zaman zaman ChatGPT’nin zekâsını sınamak için klasik felsefi sorular yönelttiğini belirtiyor. Bu soruların başında şu geliyor: "Derece farkı ile tür farkı arasındaki fark, bir derece farkı mıdır yoksa bir tür farkı mı?"

Bu oldukça karmaşık bir felsefi soru. Chalmers, 4 yıl önce ChatGPT-3’e bu soruyu yönelttiğinde yanıtın vasat olduğunu, ancak son modellerin çok daha iyi cevaplar verdiğini söylüyor. Hatta, bazı yanıtların birçok profesyonel filozofunkinden bile daha etkileyici olduğunu dile getiriyor.

Bu durum, büyük dil modellerinin sürekli geliştiğini gösterse de, Chalmers bir noktaya dikkat çekiyor: Acaba model, geçmişte kendisine yöneltilen sorular üzerinden mi eğitildi? Yani, yıllar içinde aynı soruların tekrar tekrar sorulması, modelin performansını yükseltiyor mu?

Yapay Zekâ Çağında Felsefenin Yeri

Chalmers için yapay zekânın geldiği nokta, felsefenin de evrim geçirmesi gerektiğini gösteriyor. Çünkü artık mesele "Eğer makineler bir gün bilinçli olursa?" şeklindeki spekülatif sorular değil. Bugün, bu makineler zaten var ve insan davranışına benzer şekilde çalışıyorlar.

Bu değişim, felsefenin sadece teori üretmekle kalmayıp, yapay zekâ sistemlerinin etik, bilinç ve insan kimliği üzerindeki etkilerini daha derinlemesine incelemesi gerektiğini gösteriyor. Chalmers, 30 yıl önce yapay zekâ laboratuvarlarında yapılan çalışmaların bugünkü büyük dil modellerine kıyasla çok ilkel kaldığını belirtiyor. Ancak son yıllarda yaşanan büyük sıçrama, insan-makine ilişkisini yeniden düşünmeyi gerektiriyor.

Washington Üniversitesi ile Bağı

Chalmers, akademik kariyerine Washington Üniversitesi'nde başladı. 1993-1995 yılları arasında burada doktora sonrası araştırmacı olarak görev yaptı. O dönemde yeni kurulmuş olan Felsefe, Nörobilim ve Psikoloji Programı (PNP) içinde yer aldı ve burada bilinç üzerine ilk kitabını yayımladı. Aynı zamanda, "Genişletilmiş Zihin" (Extended Mind) teorisini geliştiren çalışmalara katkıda bulundu.

Bugün, PNP programı dünyanın en saygın felsefe ve sinirbilim merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Chalmers, bu programın temellerinin atıldığı dönemde orada bulunmaktan gurur duyduğunu belirtiyor ve 30 yıl sonra tekrar Washington Üniversitesi’ne dönmeyi sabırsızlıkla beklediğini ifade ediyor.

Sonuç

David Chalmers, yapay zekânın bilinç meselesini giderek daha ciddi bir felsefi tartışma hâline getirdiğini düşünüyor. ChatGPT gibi modeller henüz insan zekâsına tam anlamıyla ulaşamamış olsa da, bu sistemlerin sunduğu gelişmeler, felsefi düşünceyi yeniden şekillendiriyor.

Washington Üniversitesi’ndeki etkinlikte, Chalmers’ın "ChatGPT düşünebilir mi?" sorusuna nasıl yaklaştığını görmek, hem yapay zekâ hem de bilinç felsefesi açısından önemli içgörüler sağlayacak.

https://triads.wustl.edu/news/qa-philosopher-david-chalmers-chatgpt-consciousness-and-his-days-washu

Hiç yorum yok: