2024-10-17

Anti-Streisand Etkisi nedir?

Anti-Streisand Etkisi, bir bilginin veya olayın dikkat çekmeyeceği düşünüldüğü hâlde, bunun üzerine yapılan baskı, sansür veya engelleme girişimlerinin aslında tam tersine ilginin azalmasına yol açtığı bir durumdur. Bu etki, Streisand Etkisi'nin tersidir. Streisand Etkisi, gizlenmeye veya sansürlenmeye çalışılan bir bilginin daha çok yayılmasına neden olurken, Anti-Streisand Etkisi, bir olayın üzerine gidilmemesi, sessiz kalınması ya da fazla dikkat çekilmemesi nedeniyle beklenenden daha az ilgi görmesini ifade eder.


WordPress de sular durulmuyor...

Automattic çalışanları, CEO Matt Mullenweg’in WP Engine ile yaşadığı hukuki mücadelenin ardından iş yerinde korku ve paranoya dolu bir ortam olduğunu ifade ediyorlar. Mullenweg, çalışanlara “ya benimle devam edin ya da işten ayrılın” diyerek bir “uyum teklifi” sundu. Bu teklifi kabul eden 159 çalışan ayrıldı. Ancak, işlerini kaybetme korkusu veya zor ekonomik şartlar nedeniyle bazı çalışanlar kaldı. Şirkette kalanlar arasında yaygın bir tedirginlik hakim. Çalışanlar, Mullenweg’in şirket içindeki eleştirileri bastırma çabalarını ve iş ortamındaki gerilimi eleştiriyor. Özellikle, çalışanların anonim olarak şikayetlerini dile getirdikleri Blind platformuna erişimi engelleme girişimi tepkilere yol açtı. Mullenweg, Blind’e giriş kodlarını kendisi kontrol ederek, çalışanların platforma katılımını takip etti. Bu, çalışanlar tarafından "casusluk" olarak nitelendirildi.

Automattic içinde bir diğer tartışma konusu, Mullenweg’in WordPress.org giriş ekranına WP Engine ile ilişkili olunmadığını onaylayan bir kutucuk eklemesi oldu. Çalışanlar, bu hamlelerin şirket içinde gerilimi artırdığını belirtti. Anonim mesajlaşma platformu Anonymattic de bu süreçte yeniden aktif hale getirildi, ancak bazı çalışanlar bu platformun kontrol edilebileceğini düşünerek eleştirilerini dile getirdi.

Mullenweg’in hukuki mücadelesi ve çalışanlara yönelik baskıları, birçok çalışanı şirketten ayrılmaya veya iş aramaya yönlendirdi.


Gen Bencildir - Richard Dawkins özeti

Gen Bencildir - Richard Dawkins

Kitabın temel tezine göre, yaşamın amacı, genlerin bencil bir şekilde kendilerini kopyalayarak hayatta kalmasını sağlamaktır. Bu süreçte, bireyler genlerin "yaşamkalım makineleri" olarak işlev görürler. Kitap, biyolojik evrimi ve doğal seçilimi açıklarken, genlerin evrimsel süreçte nasıl merkezi bir rol oynadığını anlatır.

Ana Konular:

1. Doğal Seçilim ve Genler:

Doğal seçilim, genlerin hayatta kalması için birbirleriyle rekabet ettiği bir süreçtir. Başarılı genler, kendilerini daha fazla kopyalayarak bir sonraki nesle aktarılır.

Genler, hayatta kalmalarını sağlayacak davranışları yönlendirir. Bu, bencillik olarak tanımlanır, ancak bazı durumlarda bireylerin özverili davranışı da genlerin hayatta kalmasına hizmet edebilir.

2. Bireysel Davranış ve Genler:

Bireylerin bencil ya da özverili davranışları, genlerinin hayatta kalmasını sağlamak için şekillenir. Ancak bu davranışların altında her zaman genlerin bencil çıkarları vardır.

3. Grup Seçilimi Yanılgısı:

Bireylerin türün ya da grubun iyiliği için davrandığı yaygın bir yanılgıdır. Aslında, evrimsel süreç bireylerin değil, genlerin hayatta kalmasını ön planda tutar.

4. Kültür ve İnsan:

İnsanlar, genlerin yanında memetik (fikirlerin kopyalanması) bir sistem geliştirmiştir. Kültür ve bilgi aktarımı, insanları diğer canlılardan ayıran önemli bir faktördür.

5. Eşleyiciler:

Evrimin temeli, kopyalanabilen varlıkların (eşleyiciler) varlığıdır. Genler, biyolojik eşleyicilerdir ve kendi kopyalarını yaparak varlıklarını sürdürürler.

Seçim mimarisi nedir?

Seçim mimarisi, insanların kararlarını şekillendiren ortamların ve koşulların tasarlanması anlamına gelir. Bu kavram, bireylerin karar verme süreçlerinde karşılaştıkları seçeneklerin nasıl sunulduğu, düzenlendiği ve çerçevelendiği ile ilgilidir. Seçim mimarları, insanların farkında olmadan daha iyi kararlar alabilmeleri için seçenekleri bilinçli olarak tasarlarlar.

Örneğin, bir kantinde sağlıklı yiyeceklerin göz hizasında sergilenmesi, insanların daha sağlıklı yiyecekler seçmesini teşvik edebilir. Seçim mimarisi, insanların özgür iradelerini kısıtlamadan, onları belirli davranışlara yönlendirmeyi amaçlar. Bu yönlendirme, "dürtme" (nudge) olarak bilinir, yani insanların kararlarını hafifçe itmek, ancak seçim yapma özgürlüğünü korumaktır.


DÜRTME (Nudge): Kararları Uygulamak özeti

DÜRTME (Nudge): Kararları Uygulamak

Richard H. Thaler ve Cass R. Sunstein

Giriş: İnsanların davranışları, küçük detaylar ve çevresel ipuçlarıyla büyük ölçüde etkilenebilir. Örneğin, Amsterdam’daki Schiphol Havaalanı’nda pisuvarların içine yerleştirilen sinek resimleri, çevrenin daha temiz kalmasını sağladı. Bu, insanların dikkatlerini yönlendirmek için kullanılan bir "dürtme" örneğidir.

Serbestlik Yanlısı Ataerkillik: İnsanların özgürce seçim yapmaları gerektiğini savunan bu yaklaşım, bireylerin yaşamlarını iyileştirecek kararlara yönlendirilmesini amaçlar. Bu yöntem, seçim mimarlarının, insanları daha iyi tercihlere yönlendirmek için hafifçe "dürtme" yapmasına dayanır.

Yanlış Kanılar: Yaygın yanlış inançlardan biri, insanların her zaman kendi çıkarlarına en uygun kararları verecekleri düşüncesidir. Ancak, birçok alanda insanlar acemi olduklarından, rehberlik almadan doğru karar vermekte zorlanabilirler.

İki Sistem Teorisi: İnsanlar iki düşünme sistemine sahiptir: Otomatik Sistem hızlı ve sezgisel, Düşünce Sistemi ise bilinçli ve mantıksaldır. Bu iki sistem arasındaki etkileşim, insanların hem çok zeki hem de hata yapmaya meyilli olmalarını açıklar.

İyimserlik ve Aşırı Güven: İnsanlar, genellikle kendileri için riskli olan durumlarda bile aşırı iyimserdirler. Örneğin, boşanma oranlarının %50 civarında olduğunu bilmelerine rağmen, evlenen çiftler kendi evliliklerinin başarılı olacağına inanırlar.

Sosyal Etkiler: İnsanlar, çevrelerindekilerin davranışlarını taklit etme eğilimindedir. Bu, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Örneğin, kalabalık bir grupla yemek yiyen biri, yalnızken yediğinden daha fazla yemek yer.

Seçme Mimarisi: Seçim yaparken, insanlar genellikle çevresel ipuçlarına bağlıdırlar. Tasarımlar, hata yapmayı azaltmak için kullanıcı dostu olabilir. Örneğin, ATM makineleri kartları geri vermekte hızlıdır çünkü insanlar kartlarını unutabilirler.

Organ Bağışları: Organ bağışı arzı, talepten çok daha düşük olduğundan, bu alanda iyileştirici düzenlemeler yapılmalıdır. İspanya’daki başarılı organ bağış sistemine benzer uygulamalar yaygınlaştırılabilir.

Çevre Koruma: Son yıllarda çevre koruma konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, sera gazı emisyonları gibi küresel sorunlarda etkili uluslararası kontrol henüz sağlanamamıştır.

Nezaket Kontrolü: Modern yaşamda insanlar sıklıkla düşünmeden, öfkeyle mesajlar gönderirler. Bu durumu önlemek için teknoloji kullanılabilir, örneğin, nazik olmayan bir mesajı gönderirken uyarı veren sistemler geliştirilebilir.

Sonuç: Dürtme teorisi, küçük değişikliklerle insanların hayatlarını iyileştirebileceğini savunur. Serbestlik yanlısı ataerkillik, seçim özgürlüğünü korurken insanları daha iyi seçimler yapmaya yönlendirmeyi amaçlar.

2024-10-16

JAKI nedir?

JAKI, Janus Kinase Inhibitörü (JAK inhibitörü) anlamına gelir ve bağışıklık sistemiyle ilgili hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaç sınıfıdır. 

JAK inhibitörleri, Janus kinaz (JAK) adı verilen enzimleri inhibe ederek bağışıklık hücrelerinin iltihaplanma süreçlerini azaltır. 

Romatoid artrit, sedef hastalığı, ülseratif kolit gibi otoimmün hastalıklar ve bazı kanser türlerinin tedavisinde kullanılır.

JAK inhibitörleri sınıfına giren bazı örnek ilaçlar şunlardır:

1. Tofacitinib (Xeljanz) – Romatoid artrit, psoriatik artrit ve ülseratif kolit tedavisinde kullanılır.

2. Baricitinib (Olumiant) – Romatoid artrit tedavisinde ve COVID-19'un şiddetli formlarında kullanılır.

3. Upadacitinib (Rinvoq) – Romatoid artrit, psoriatik artrit, atopik dermatit gibi hastalıklarda kullanılır.

4. Ruxolitinib (Jakavi) – Miyelofibroz ve polisitemi vera gibi kan hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

5. Fedratinib (Inrebic) – Miyelofibroz tedavisinde kullanılır.

Bu ilaçlar, belirli JAK enzimlerini hedefleyerek iltihaplanmayı kontrol altına almayı amaçlar.


Warren Harding Hatası nedir?

Warren Harding Hatası, insanların sadece dış görünüşe veya yüzeysel özelliklere dayanarak hızlı ve yanlış yargılar vermesini ifade eden bir kavramdır. 

Adını Amerika'nın en kötü başkanlarından biri olarak kabul edilen Warren Harding'den alır. Harding, yakışıklı ve karizmatik bir adamdı; bu fiziksel özellikleri, insanların onun zeki, yetenekli ve iyi bir lider olacağına inanmasına yol açtı. Ancak gerçekte Harding’in başkanlığı başarısızlıklarla doluydu.

Bu hata, insanların yüzeysel izlenimlerle yetersiz kişileri önemli pozisyonlara getirmelerine neden olabilir. Malcolm Gladwell, Blink kitabında bu kavramı, fiziksel görünüşe dayalı yanlış kararların tehlikelerine dikkat çekmek için kullanır.