2025-07-04

Alternatif Bir Eğitim Hayali

Aileye Olan Sadakati Bırak ve Sisteme Sadakati Öğren: Eğitimle Aşılanan Uyumun Anatomisi

Giriş: Sadakatin Yön Değişimi

Tarih boyunca insanlar, önce aileye, sonra topluluğa ve nihayetinde daha büyük sistemlere—devlet, millet, ideoloji, kurum—sadakat göstermeye yönlendirildi. Ancak modern çağda bu sadakatin yönü önemli ölçüde değişti. Artık bireyden beklenen şey, aile bağlarını ikinci plana atarak sisteme uyum göstermesi, sistemin işleyişine sadakatle bağlanmasıdır. Bu dönüşüm rastlantısal değil; özellikle eğitim sistemi eliyle planlı ve sistematik bir biçimde gerçekleştirilir.


Aile: Doğal Bağ, Duygusal Sadakat

Aile, bireyin ilk temas ettiği sosyal yapı, duygusal gelişimin merkezi ve doğal sadakatin ilk yöneldiği yerdi. Bu bağ, doğrudan bir zorunlulukla değil, sevgi, ihtiyaç, bakım ve korunma gibi duygusal dinamiklerle şekillenir. Aileye duyulan sadakat genellikle karşılıksızdır, şarta bağlı değildir.

Ancak sistem açısından bu sadakat tehlikeli olabilir:

  • Aileler sorgulayıcı olabilir.
  • Kendi değerlerini aktarır, bu da sistemin istediği tek tipleştirmenin önünde engel olabilir.
  • Aile içindeki dayanışma, otoriteye boyun eğmeyi zorlaştırabilir.

Bu yüzden sistem, aileye olan sadakati törpülemek ve onun yerine kendi otoritesini koymak ister.


Eğitim: Sadakatin Yeniden Kodlandığı Mekanizma

Okullar yalnızca bilgi veren değil; değerler, normlar ve sadakat biçimleri inşa eden kurumlardır. Sistem, eğitimi bir araç olarak kullanarak sadakati kendi lehine yeniden şekillendirir:

1. Otoriteye Koşulsuz İtaat

Çocuklara genellikle sorgulamadan kurallara uymaları öğretilir. Öğretmenin dediği doğrudur. Not, ödül-ceza sistemi, bireyin sistemin onayına ne kadar bağımlı olduğunu erken yaşta pekiştirir.

2. Başarı Tanımının Kurumsallaşması

Okul, başarıyı aile içinde sevilmek ya da ait olmak üzerinden değil; sistemin belirlediği ölçütler (notlar, sınavlar, belgeler) üzerinden tanımlar. Bu, bireyin ailesel değerlerden uzaklaşıp sistemin belirlediği değerlere yönelmesini sağlar.

3. Aidiyetin Yeniden Tanımlanması

Aidiyet artık aileye değil; sınıfa, kuruma, ulusa ya da gelecekte çalışılacak şirkete yöneltilir. Marşlar, törenler, üniformalar; bireyin kime bağlı olması gerektiğini kodlar.

4. Aileden Bağımsızlık Değil, Sisteme Bağımlılık

Birey, okulda "özgürleştiğini" zanneder; ailesinden uzaklaştıkça özgürleştiğini düşünür. Ancak bu özgürlük, yerini sisteme olan görünmez bir bağımlılığa bırakır.


Sadakatin Yönü: Seçim mi, Programlama mı?

Geleneksel toplumlarda sadakat bir seçim değil, doğuştan gelen bir zorunluluktu. Modern sistemde ise bireye sadakatin seçilmiş olduğu izlenimi verilir. Oysa sistem, bu seçimi manipüle eder. İnsanlar hangi bayrağı seveceğini, hangi kuruma sadakat göstereceğini seçtiğini sanır; ama bu yönelimler çoğu zaman küçük yaşlardan itibaren eğitimin ve medyanın yönlendirmesiyle belirlenmiştir.


Aileyi Aşmak mı, Aileyi Ezmek mi?

Elbette, bireyin büyümesi, ailesinden farklı düşünmesi gerekir. Ancak sistemin amacı bireyin özgürleşmesi değil, kendi yapısına sorunsuz entegre olmasıdır. Aileyi aşmak; daha büyük bir insanlık duygusuna, bireysel düşünceye ulaşmak için yapılırsa değerlidir. Ancak aileyi bırakmak, sırf sisteme daha kolay uyum sağlasın diye yapılıyorsa bu, özün kaybı anlamına gelir.


Sonuç: Uyum, Sadakat ve Bireyin Kaybı

Sisteme sadakat, modern toplumun işleyişi için elzem görülür. Ancak bu sadakat, bireyin kendi sesini kaybetmesi pahasına kazanılır. Eğitim sistemi, bireyin ailesine olan sadakatini zayıflatarak kendi değerlerini yerleştirir. Ama bu değerler çoğu zaman sorgulanmaz, tartışılmaz, bireyin özünden çok sistemin ihtiyaçlarını yansıtır.

Bu nedenle şu soruyu sormak gerekir:
Sisteme sadakat gösterirken, gerçekten kime hizmet ediyoruz?
Ve:
Sadakat, sevgiyle mi kurulur, korkuyla mı öğretilir?


Ek Not: Alternatif Bir Eğitim Hayali

Bireyi aileye körü körüne değil, sevgiyle bağlayan; sisteme sorgulamadan değil, bilinçle uyum sağlayan; hem ailesine hem topluma hem de kendine sadık kalabilen çok yönlü insanlar yetiştiren bir eğitim mümkün müdür?

Eğer mümkünse, belki de asıl öğrenmemiz gereken şey: kör sadakat değil; bilinçli bağlılık ve özgür uyumdur.



Hiç yorum yok: