2015-11-23

Meme kanseri erken tanısı için neler yapabilirim?


Meme hastalıkları özellikle meme kanseri, kadınların yaşamında önemli bir yer tutmaktadır. Yaklaşık sekiz kadından biri yaşamı süresi içerisinde meme kanseri ile karşılaşmaktadır. İyi taraftan bakarsak sekiz kadından yedisi hiçbir zaman bu hastalık ile karşılaşmayacaktır. Kimin yakalanıp yakalanmayacağını önceden bilmenin kesin bir yöntemi bulunmamaktadır.  O yüzden sizin için bu kısa yazıyı hazırladım.

Kimler daha çok risk altındadır sorusunun yanıtını vermeden yaygın bir kanıya yanıt vermek gerekiyor. Risk faktörü sahibi olmak kişinin illa bir hastalığa yakalanacağı anlamında gelmediği gibi, risk faktörü olmayan kişinin yakalanmayacağı anlamına da gelmez.  Meme kanserinde bilinen risk faktörleri kadın olmak, yaş artışı, ailede meme kanseri öyküsü, kadının kendi salgıladığı veya dışarıdan alınan öströjen hormonuna daha çok ve daha uzun süre maruz kalmak, meme bölgesini içerecek şekilde radyoterapi geçirmiş olmak, sonucu temiz gelmiş olsa bile daha önce biyopsi yapılmış olması ve dens veya yoğun meme yapısıdır.

Meme kontrolleri için halen elimizde 4 yöntem bulunmakta.

A: Sertlik değerlendirmesi. KKMM dediğimiz Kendi Kendine Meme Muayenesi  ve hekim muayenesi bu gruba girmektedir.
B: Memenin X-ışını geçirgenliğine bakılması. Mamografi incelemesi  bu gruba girmektedir.
C: Memenin ses demetlerini yansıtmasını değerlendirme. Ultrasonografi ile yapılmaktadır.
D: Meme dokusunun manyetik rezonans özelliklerine bakılması.

Bunun dışında etkinlikleri ve fiyatları dengelendiği taktirde DNA ve RNA değerlendirmesi yapan testler gelecekte kullanıma girecektir. Günümüzde kullanımları özel durumlar ile sınırlıdır.
Sizin kullanabileceğiniz KKMM ve bizim size yardımcı olabileceğimiz görüntüleme yöntemleri ile ilgili kısa bilgiler sunacağız.

KKMM memede ağırlıklı olarak sertlik farkı aramak için kullanılan bir yöntem.  KKMM etkin olması için memenin aşırı büyük, sert ve çok pütürlü yapıda olmaması gerekir. Meme küçük ve iç yapısı yumuşak ise KKMM daha etkin olmaktadır. Meme büyük, sert ve pütürlü ise KKMM yapmayın demiyoruz, ancak etkinliğinin sınırlı olduğunu unutmamak gerekir.  Sertlik değerlendirmesinde gözden kaçan tüm lezyonlarda radyoloji ve meme görüntüleme yöntemleri bize iç yapıyı değerlendirmek için yardımcı olmaktadır.

Memenin X-ışını  geçirgenliğinin değerlendirmesinde  dört temel dansite söz konusudur. Daha geçirgen olan yerler siyah, az geçiren kısımlar beyaz çıkmaktadır. Hava, yağ, yumuşak doku ve metal dansiteleri mamografide ayırt edilen temel dansitelerdir.  Amerikan Radyoloji  Enstitüsü (ACR) yağ dokusu oranına göre meme iç yapılarının A, B, C, D şeklinde sınıflandırılmasını önermiştir. Yağlı doku ağırlıklı olan A grubu mamografiden en çok yarar gören gruptur.  Yağlı doku ağırlığı az olan gruplara  mamografinin yanısıra mutlaka ultrasonograf ile bakılmalıdır. C ve D grubunda olan yoğun meme yapısına sahip hastalarda ayrıca meme kanseri riskinin yüksek olduğu bildirilmiştir. Günümüzde kullanılan gelişmiş mamografi cihazları memenin tamamını kapsayan (tam saha) ve dijital olup, ağrının minimum düzeyde ve kısa sürede yaşanması için teknisyenler özel eğitim almalıdır.  

Ultrasonografi:  Ultrasonografi mamografinin göstermediği pek çok lezyonu  gösterebilmektedir.  Ancak sonografinin de kendine has sınırlamaları bulunmaktadır.  Sağlıklı bir sonografi zaman alıcıdır. Gerçek zamanlı değerlendirme için deneyimli, uzman bir hekime ihtiyaç bulunmaktadır. 

Meme MR : Meme MR özel durumlarda mamografi ve sonografiye ilave bilgi gerektiği zaman kullanılan bir inceleme yöntemidir. Meme MR ağırlıklı olarak kitlenin veya şüpheli bölgenin davranışını inceler. 

Hastanın hangi yaşta hangi kontrollere hangi aralıklarda kontrol edilmesi gerektiği konusu sık sorulan ve kişiye özel planlanması gereken bir sorudur.  

Kısaca özetlersek, sık görünen bu hastalığın tanısında yardımcı yöntemleri etkin ve verimli bir şekilde kullanmak bizim elimizde. 


Hiç yorum yok: