Sevgili arkadaşlar ;
Dünyamız güneş çevresinde bir kez daha döndü. Çeşitli kültürler, bu döngülerden birini seçip, takvimlerinde kendilerine bir başlangıç yılı belirlemişler. Bu başlangıç yılı içinde bir de başlangıç günü belirlenmiştir.
Bu günün hangi gün olduğunun pek de önemi yoktur. Önemli olan güneşin etrafında sizinle birlikte yaptığımız bu yolculuktur.
Varlığımıza bir yaş daha, bir sayı daha eklendi. Kutlamalı mı yoksa üzülmeli miyiz? Gençken sevinç kaynağı olan büyümek, yaş aldıkça sonsuzluğu düşündürüyor.
Yılbaşına, tatilin eklenmesi, hediye almak ve vermek, sevdiklerini görmek yıldönümünü şen ve iyimser kılıyor! Sevdiğimiz insanlarla bir arada olmak gerçekten çok güzel!
Size bu vesile ile yaşamak ile ilintili bulduğum Simurg efsanesini aktarmak istiyorum.
Simurg (سيمرغ), Pers mitolojisi ve edebiyatına dayanan, efsanevi, iyicil bir kuştur.
Simurg'un yuvası efsanevi Kaf dağının zirvesidir.
Simurg bilgin ve hikmet sahibidir, gizli sırları bilendir.
Simurg'un pençesi kartal kadar güçlü, gözleri şahin kadar keskin, uçuşu atmaca kadar hızlı, görünüşü kuğu gibi zariftir. Ördek gibi suya dayanıklı, tüyleri tavus kadar güzeldir. Sesi bülbül gibi güzel, devekuşu gibi hızlı koşabilmektedir.
Mistik kuş Simurg'u o güne kadar kimse görmemiş, yaşamı ve nitelikleri dilden dile anlatılmıştır.
Hatta insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur.
Bir antik Pers efsanesine göre Simurg, kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl kadar yaşarmış. Başkaca tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve yuvasının Bilgi Ağacında olduğundan bahsedilmiştir.
İşte bu uzun yaşamı boyunca Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.
Sufi Ferîdüddîn-i Attâr bu kuştan kendini aramanın simgesi olarak söz eder.
Attar'ın Mantık ul-Teyr eserinde, günün birinde Simurg'u merak eden yüzlerce, binlerce kuş, guguk kuşu rehberliğinde Simurg'u bulmak amacı ile Kaf Dağına giden bir yolculuğa çıkarlar.
Hikayede her kuş, belirli bir insan kategorisinin sembolü olarak tasvir edilmiştir. Yolun zorluğu, aralarındaki anlaşmazlıklar, yorgunluk ve hastalıklar kuşları birer birer yola devam etmekten vazgeçirir.
Sonunda sadece otuz kuş Kaf dağının zirvesine varabilir. Ancak ortalıkta Simurg yoktur.
Aralarından biri, Farsça 30 anlamına gelen si ve kuş anlamına gelen murgun kendileri olabileceği sezgisine kapılır.
Simurg, adı olan, kendisi olmayan o kavramın simgesidir. İnsanın onu fark etmesi "ancak" bir sezgidir.
Etraf ile ilgilenerek, doganın onlara sunduğu ikramların tadını çıkararak bu günlerini en iyi şekilde değerlendirerek, kendileri ve çevreleri ile uyum içinde olarak kaf dağına varan bu kuşlardan hiç biri tek tek mükemmel değildi. Hiç biri tek başına zirveye varamazdı.
Yolculukları, harcadıkları zamana değdi. Bu yolculuk sırasında kendileri hakkında, dünyamız hakkında, birliktelikleri hakkında pek çok şey öğrendiler.
Cumhuriyeti bir ulusun yolculuğu olarak görürsek. Başlangıç tarihini Cumhuriyetin kuruluşu olarak alırsak, 100. yılına girdiğimiz bu yeni yıl, barış, huzur, adalet, sevgi ve mutluluk getirsin.
Ne kadar uğraşırsak uğraşalım yaşam yolculuğumuzda koca dünyamızın her yerini göremeyiz. Dünyanın tüm zenginliklerini ve güzelliklerini asla tadamayız!
Yolculuğu anlam dolu ve keyifli hale getirebiliriz. Bu yolculukta, bilim ve akıl rehberimiz olsun. Sağlık ve mutluluk gücümüzü korusun. Yolumuz aydınlık olsun. Yol arkadaşlarımız sağlam olsun.
Böylelikle geçmişte bıraktığımız yaşanmışlık harcadığımız zamana değecek, yeni yılımız umutlu doğacaktır.
Sağlıklı, şanslı, mutlu, bol kazançlı, harika bir 100. yıl diliyorum.
Güzellikler sizinle olsun.
Nevit DİLMEN
Mutlu yıllar
😇❤️💐🙃🙏🧿🪄👏🥳🥰🤩🍭❣️🐋🎁🎂🪅⛲🎈🐠🎃🐰🔆🌼🎡🪂💃🏽🤡🎊😍🍾🌺🌹