Primovasküler sistem (PVS), daha önce bilinmeyen bir dolaşım ağı olarak tanımlanan, geleneksel kan ve lenf damarlarından farklı, mikroskobik düzeyde ince kanallar içeren bir sistem olarak tanımlanır.
İlk olarak 1960’larda Kuzey Koreli bilim insanı Bong-Han Kim tarafından önerilmiş, ancak uzun yıllar boyunca bilim camiasında kabul görmemiştir.
Günümüzde bazı araştırmalar, bu sistemin varlığını destekleyen kanıtlar sunmaktadır.
Primovasküler Sistemin Özellikleri
-
Bağımsız Bir Dolaşım Ağı:
- Kan ve lenf damarlarından ayrı, ancak onlarla bağlantılı bir yapıdadır.
- Beyinde, lenf sisteminde, organlarda ve damarların içinde bulunabilir.
-
Primovasküler Kanallar:
- İçlerinde primo sıvısı bulunan küçük, şeffaf kanallardır.
- İçinde nükleus içeren hücreler ve nano-parçacıklar taşıdığı tespit edilmiştir.
-
Kök Hücrelerle İlişkisi:
- Bu sistemin kök hücre taşıdığına dair iddia edilir.
- Yaraların iyileşmesi, doku onarımı ve bağışıklık sistemi ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
-
Akupunktur ve Biyomedikal Önemi:
- Geleneksel Çin tıbbındaki meridyen sistemine karşılık gelebileceği iddia edilmiştir.
- Kanser metastazı, bağışıklık sistemi ve inflamasyonla ilgili yeni araştırmalara yakın olduğu düşünülüyor.
Sonuç
Primovasküler sistem hâlâ araştırılmakta olan, ancak potansiyel olarak önemli biyolojik işlevlere sahip olabilecek bir sistemdir.
Kesin olarak kabul edilebilmesi için daha fazla bilimsel çalışma gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder