Yönetsel yapılar, organizasyonların işleyişini düzenleyen ve karar alma süreçlerini şekillendiren sistemlerdir.
Bu yapılar, tıpkı mimari tasarımlar gibi, hem işlevsellik hem de değişime uyum sağlama kapasitesi açısından farklı özellikler taşır.
Adam yeni bir ev yaptırmaya karar vermiş..
Bir mimara gitmiş, proje konusunda konuşurlarken sıra tuvalete gelince mimar sormuş:
"Tuvaleti nasıl istersiniz? Alaturka mı olsun, alafranga mı?".
"İkisi arasında ne fark var mimar bey?" demiş adam.
Mimar açıklamış:
"Alafranga tuvalet Batılı siyasi liderlere benzer, dört vidasını söktün mü tuvaleti de, modeli de kolayca değiştirirsin... "
"Çok enteresan demiş adam, ya alaturka?"
"Adı üstünde" demiş mimar, alaturka tuvalet de bizim liderler gibidir. Değiştirmek için bütün tuvaleti kırman lazım..."
Yukarıdaki metaforik fıkra, alaturka ve alafranga tuvaletler üzerinden yapılan benzetmeyle, yönetsel yapıların değişim karşısındaki esneklik veya katılık düzeylerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.
Bu bağlamda, fıkra ile yönetsel yapılar arasındaki benzerlikleri inceleyebiliriz.
Fıkrada, alafranga tuvalet “Batılı siyasi liderlere” benzetilerek, dört vidayı sökerek kolayca değiştirilebilen bir sistem olarak tanımlanır. Bu, yönetsel yapılar bağlamında esnek, modüler ve değişime açık organizasyonları çağrıştırır.
Modern yönetim anlayışlarında sıkça görülen bu tür yapılar, genellikle hiyerarşinin daha az katı olduğu, yeniliklere hızlı adapte olabilen ve gerektiğinde liderlik ya da süreçlerin kolayca revize edilebildiği sistemlerdir. Örneğin, bir şirkette departmanların yeniden yapılandırılması ya da bir yöneticinin yerini başkasının alması, bu tür esnek yapılar sayesinde fazla yıkım gerektirmeden gerçekleştirilebilir. Alafranga tuvaletin “vidalarını söküp modeli değiştirme” kolaylığı, bu yapıların pragmatik ve dinamik doğasını temsil eder.
Öte yandan, alaturka tuvalet “bizim liderler gibidir” denilerek, değişim için tüm yapının kırılması gereken bir metafor olarak sunulur. Bu, katı, geleneksel ve değişime dirençli yönetsel yapıları ifade eder.
Bazı organizasyonlarda, köklü alışkanlıklar, derinlemesine yerleşmiş hiyerarşiler ya da değişime karşı direnç gösteren kültürel normlar, yeniliklerin uygulanmasını zorlaştırır. Alaturka tuvaletin değişimi için “bütün tuvaleti kırman lazım” ifadesi, bu tür yapılarda reform yapmanın ne kadar zahmetli ve yıkıcı bir süreç olabileceğini vurgular. Tıpkı fıkradaki gibi, bu sistemlerde bir lideri ya da bir uygulamayı değiştirmek, tüm organizasyonun yeniden inşa edilmesini gerektirebilir.
Sonuç olarak, fıkra, yönetsel yapıları esneklik ve değişime uyum kabiliyeti açısından iki zıt uçta ele alır:
Alafranga ile sembolize edilen modern, dinamik yapılar ve alaturka ile temsil edilen geleneksel, sabit yapılar.
Bu metafor, organizasyonların tasarımının, tıpkı bir binanın mimarisi gibi, hem işlevselliği hem de değişim karşısındaki tutumunu belirlediğini esprili bir dille anlatır.
Yönetsel yapıların başarısı ise, bu iki uç arasında duruma göre en uygun dengeyi bulabilmelerine bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder