2025-09-05

Jacques Lacan'ın Alıntısı Üzerine: Psikanalizde Nesne İlişkisi ve Öznenin Solması

Jacques Lacan'ın Alıntısı Üzerine: Psikanalizde Nesne İlişkisi ve Öznenin Solması

Jacques Lacan, 20. yüzyılın en etkili ve tartışmalı psikanalistlerinden biriydi. Freud'un çalışmalarını yeniden yorumlayarak, dil, arzu ve bilinçdışı gibi kavramları merkeze alan bir yaklaşım geliştirdi. Verdiğiniz alıntı, Lacan'ın 1958-1959 yılları arasında verdiği "Arzu ve Yorumu" (Seminar VI) adlı seminerinden alınmış. Bu seminerde Lacan, arzunun yapısını, özellikle Shakespeare'in Hamlet oyunu üzerinden inceliyor ve psikanalizin diğer okullarıyla hesaplaşıyor. Alıntı, Lacan'ın psikanalizdeki "nesne" (object) kavramını nasıl ele aldığını ve kendi formülüyle ($ ◊ a) nasıl yeniden tanımladığını gösteriyor. Bu yazıda, alıntıyı adım adım açıklayarak, Lacan'ın eleştirilerini ve kavramlarını anlaşılır bir dille anlatacağım. Amacım, karmaşık felsefi terimleri günlük örneklerle basitleştirmek.

1. Alıntının Bağlamı: Lacan'ın Psikanaliz Eleştirisi

Lacan, alıntıda şöyle diyor: "Size söylediğim gibi, psikanaliz yanlış yola sapmış (nesne ilişkileri teorisi, ego psikolojisi vb.). Bu nesneyi, amacını kaçıracak şekilde formüle edip tanımlıyor; nesneyle ilişkinin gerçekte neyi içerdiğini desteklemeyen bir şekilde, ki bu benim formülümde ($ ◊ a) yazıldığı gibi."

Lacan burada, psikanalizin ana akım dallarını eleştiriyor. Ona göre, psikanaliz Freud'dan sonra yanlış bir yöne evrildi. Özellikle iki okulu hedef alıyor:

  • Nesne İlişkileri Teorisi: Melanie Klein, D.W. Winnicott gibi isimlerle ilişkilendirilen bu yaklaşım, bireyin bebeklik dönemindeki "nesnelerle" (örneğin anne memesi, oyuncaklar) ilişkisini vurgular. Bu nesneler, iyi/kötü olarak bölünür (splitting) ve bireyin kişiliğini şekillendirir. Lacan, bu teorinin nesneyi fazla "gerçekçi" ve somut gördüğünü söylüyor. Ona göre, nesne sadece fiziksel bir şey değil; arzuyla bağlantılı, sembolik bir yapı.

  • Ego Psikolojisi: Anna Freud ve Heinz Hartmann gibi figürlerle bilinen bu okul, ego'yu (benliği) güçlendirmeye odaklanır. Bireyin gerçekliğe uyum sağlamasını, sağlıklı ilişkiler kurmasını hedefler. Lacan, bunu "uyumculuk" olarak eleştirir; çünkü ego'yu bilinçdışından koparır ve bireyi toplumsal normlara hapseder.

Lacan'a göre bu okullar, nesnenin asıl rolünü kaçırıyor. Nesne, bireyin arzusunu tetikleyen bir "eksiklik" kaynağı olmalı, ama onlar bunu tam olarak kavramıyor. Bu eleştiri, Lacan'ın "Freud'a Dönüş" projesinin parçası: Freud'un orijinal fikirlerini, dil ve yapı üzerinden yeniden yorumluyor.

2. Lacan'ın Formülü: $ ◊ a (Barred Subject ve Objet Petit a)

Alıntının merkezinde Lacan'ın ünlü formülü var: $ ◊ a. Bu, "fantazi"yi (phantasy) temsil eder ve psikanalizin temel bir parçasıdır. Basitçe açıklayayım:

  • $ (Barred Subject - Bölünmüş Özne): Özne (subject), dilin içine doğar ve bu dil onu "böler". Bebek, annenin arzusuyla karşılaşınca, kendini tam hissedemez; bir "eksiklik" (lack) hisseder. Bu eksiklik, "kastrasyon" (castration) olarak adlandırılır – metaforik bir kesilme, tamlığın kaybı. Örneğin, çocuk anneden ayrılınca, "Ben kimim?" diye sorar ve bu soru ömür boyu sürer. $ simgesi, bu bölünmüşlüğü gösterir: Özne, asla tam değildir, hep bir şey arar.

  • a (Objet Petit a - Küçük Nesne a): Bu, arzunun nedeni olan "küçük nesne"dir. Fiziksel bir şey değil; kayıp bir parçanın kalıntısı. Örneğin, anne bakışı, sesi veya memesi gibi kısmi nesneler. Bunlar, bireyin arzusunu tetikler ama asla tatmin etmez. Arzu, bu nesneyi yakalamaya çalışır ama hep kaçırır – gibi bir havuç peşinde koşan tavşan.

  • ◊ (Punch - İlişki): Bu işaret, öznenin nesneyle ilişkisini gösterir: Özne, nesneyi arar ama bu ilişki "fantazi"de kalır. Fantazi, gerçekliği yapılandırır; örneğin aşık olmak, bir nesneyi (sevgiliyi) idealize etmektir, ama aslında o nesne senin eksikliğini gizler.

Lacan, bu formülle nesnenin "gerçek ilişkiyi" desteklemediğini söylüyor. Diğer okullar nesneyi "tam" bir ilişki aracı olarak görürken, Lacan'a göre nesne, öznenin eksikliğini hatırlatır. Örnek: Bir ilişkiyi düşünün; partneriniz sizi tamamlamaz, sadece arzunuzu tetikler ve eksikliğinizi hissettirir.

3. Kastrasyonlu Özne ve "Öznenin Solması" (Fading of the Subject)

Alıntı devam ediyor: "Kastrasyonlu özne ($) orada, size deşifre etmeyi öğreteceğim bir şeye maruz kalır, ki buna verdiğim isim 'öznenin solması'dır, nesnenin 'bölünmesi' kavramına karşıt olarak."

  • Kastrasyonlu Özne ($): Yukarıda bahsettiğim gibi, özne dil ve toplum tarafından "kastrasyona" uğrar. Freud'da bu, fallusun (güç simgesi) kaybı olarak metaforiktir. Lacan'da ise, öznenin bilinçdışında bölünmesi: Özne, Büyük Öteki'nin (Other – toplum, anne, dil) arzusu karşısında eksik kalır. Örneğin, çocuk annenin "ne istediğini" anlamaya çalışır ama bu imkansızdır; bu da öznede kalıcı bir yara bırakır.

  • Öznenin Solması (Fading): Bu, öznenin geçici olarak "kaybolması" veya "solması"dır. Lacan, bunu "aphanisis" olarak adlandırır (Jones'tan alır). Özne, arzu anında veya Öteki'nin discourse'unda (konuşmasında) kendini kaybeder. Örneğin, konuşurken birden kelimeleriniz tükenir ve "ben"liğiniz silikleşir – bu, bilinçdışının devreye girdiği andır. Lacan, bunu nesneyle ilişkide vurgular: Özne, nesneyi ararken kendini kaybeder.

Bu kavram, alıntıda "nesnenin bölünmesi"ne (splitting of the object) karşıt. Nesnenin bölünmesi, Klein'ın teorisinde nesnenin iyi/kötü olarak ayrılmasıdır (örneğin anne iyi meme/kötü meme). Lacan, bunu yetersiz bulur; çünkü sorun nesnede değil, öznededir. Özne solarken, nesne değil özne "bölünür". Bu, psikanalizde odak noktasını değiştirir: Tedavi, nesneyi tamir etmek değil, öznenin eksikliğini kabul etmektir.

4. Neden Önemli? Lacan'ın Katkısı ve Günlük Hayata Yansımaları

Lacan'ın bu eleştirisi, psikanalizi "uyum"dan uzaklaştırır ve "arzu"ya odaklar. Diğer okullar bireyi "iyileştirerek" topluma uydururken, Lacan "Arzundan vazgeçme" der. Bu, etik bir duruştur: Birey, eksikliğini kabul ederek özgürleşir.

Günlük örnekler:

  • Aşk ve İlişkiler: Birini arzuladığınızda, aslında kendi eksikliğinizi (a) onda görürsünüz. İlişki bittiğinde "solma" yaşarsınız – kendinizi kaybedersiniz.
  • Terapi: Klasik terapilerde ego güçlendirilir; Lacan'da ise analist, öznenin solmasını tetikleyerek arzuyu ortaya çıkarır.
  • Toplumsal Eleştiri: Ego psikolojisi kapitalizme uyum sağlar; Lacan, arzunun bu sistemde nasıl sömürüldüğünü gösterir (örneğin reklamlar, eksikliğimizi ürünlerle doldurur).

Bu alıntı, Lacan'ın psikanalizi felsefeyle birleştiren radikal yanını gösterir. Seminar VI, arzuyu ölüm, yas ve fallus üzerinden inceler – Hamlet gibi, birey arzusuyla yüzleşince trajedi yaşar ama aydınlanır.

Hiç yorum yok: