Carrollian Recursion: Bir Gerçeklik Denetimi Metodu
Giriş
Carrollian recursion, adını Lewis Carroll’ın (matematikçi Charles Dodgson) dil oyunlarından, paradokslarından ve kendine referanslı (self-referential) yapılarına olan tutkusundan alan bir gerçeklik sorgulama yöntemidir.
Bu kavram modern epistemoloji, bilişsel bilim, mantık ve eleştirel düşünme alanlarında, özellikle karmaşık bilgi ortamlarında doğruluk testleri üretmek için kullanılabilecek bir zihinsel araç olarak görülür.
Temel prensip şudur:
Bir iddiayı değerlendirirken, iddianın içerdiği varsayımları, o varsayımların temel aldığı önkabul zincirini ve bu zinciri destekleyen daha üst düzey düşünme çerçevesini art arda, kendi üzerine kıvrılarak yeniden sorgulamak.
Bu yapı “recursion” (özyineleme) fikrini kullanır; fakat amaç matematiksel bir çözüm değil, düşünsel bir arınma, bir gerçeklik filtresi oluşturmaktır.
1. Köken: Lewis Carroll’ın Paradoksları ve Dil Oyunları
Carroll’ın eserlerinde —özellikle Alice Harikalar Diyarında ve Through the Looking-Glass— gerçeklik sık sık kırılır, yeniden kurulur, mantığın sınırları bulanıklaşır. Carroll’ın matematikçi kimliği dildeki çelişkileri görünür kılma merakıyla birleşince “kendi üzerine katlanan düşünce” sürekli bir tema hâline gelir.
Örneğin:
- Kaplumbağa ve Achilles paradoksu: “Neden bir önerme zinciri kendini garanti etmez?” sorusunu işler.
- Kendine referanslı argümanlar: “Şimdi söylediğim her şey bir yalandır” gibi cümlelerin yarattığı çatlaklar.
- Yansıtmalı gerçeklik: Aynanın içindeki dünya, gerçek dünyanın kurallarını bozarak bize “kuralların kendisinin sorgulanabileceğini” gösterir.
Bu yaklaşım, modern recursion tabanlı düşünme stratejilerinin ilham kaynağı olarak görülür.
2. Carrollian Recursion Nedir?
Carrollian recursion, bir iddianın doğruluğunu test etmek için o iddianın:
- İlk katmanını (yüzeydeki ifade),
- İkinci katmanını (ifadenin dayandığı önkabul),
- Üçüncü katmanını (önkabulü makul kılan üst-mantık çerçevesi),
- Daha üst katmanlarını (düşünmeyi mümkün kılan meta-ilkeler)
teker teker, dairesel mantığa düşmeden, kendi içine dönerek test etmek anlamına gelir.
Her katman bir önceki katmana “yansıtır” ve bu yansıma netleşene kadar süreç devam eder.
Tıpkı Carroll’ın aynaları gibi: Gerçeklik, kendini yansıtarak netleşir.
Bu nedenle Carrollian recursion, bir tür “kendine bakan düşünce”, bir epistemik loop (bilgi döngüsü) oluşturur.
3. Mantıksal Yapı: Neden Yineleme (Özyineleme) Gereklidir?
Günümüzde bilgi, doğrulanmamış katmanlar hâlinde üzerimize geliyor:
Haberler → yorumlar → yorumların yorumları → algoritmalar → toplumsal zihin modelleri…
Bir bilginin doğruluğunu test etmek için artık tek bir seviyeye bakmak yeterli değil.
Carrollian recursion burada devreye girer:
- A yüzey bilgisi doğru mu?
- Doğru kabul etmemizi sağlayan B önkabulü geçerli mi?
- B’nin geçerli olmasını sağlayan C bilgi çerçevesi güvenilir mi?
- C’yi oluşturan D zihinsel modelinde hata var mı?
Bu zincir, Carrollvari bir oyunla hep aynı soruya döner:
“Ne biliyorum ve bunu neden biliyorum?”
Bu yöntem, epistemik önyargıları, bilişsel filtreleri ve algısal tuzakları açığa çıkarır.
4. Carrollian Recursion’un Bilişsel Temelleri
Bu yöntemin nörobilim ve psikoloji açısından dayanakları vardır:
a. Meta-biliş (Düşünme hakkında düşünme)
Önyargıların farkına varmak için gereklidir. Carrollian recursion, meta-bilişi sistematik hâle getirir.
b. Düşünce döngüleri
Beyin, bir problemi çözerken genellikle çözüme dair inancını sürekli günceller. Bu da döngüsel denetimi gerektirir.
c. Varsayım farkındalığı
İnsan zihni çoğu zaman farkında olmadan çalışır. Recursion, gömülü varsayımları ortaya çıkarır.
5. Yöntemin Uygulama Adımları
1. İddia Katmanı (Düzey-1):
“Bu bilgi doğru mu?”
→ Basit doğruluk testi (kanıt? kaynak? mantık?)
2. Varsayım Katmanı (Düzey-2):
“Bu bilgi hangi varsayımlara dayanıyor?”
→ Söylenmeyenleri belirleme.
3. Çerçeve Katmanı (Düzey-3):
“Bu varsayımları geçerli kılan düşünme çerçevesi güvenilir mi?”
→ Kültürel, ideolojik, kişisel filtreleri inceleme.
4. Meta-Çerçeve Katmanı (Düzey-4):
“Gerçekliği değerlendirme biçimim doğru çalışıyor mu?”
→ Algısal önyargı testi, doğrulama hatası, seçici dikkat gibi bilişsel etkileri değerlendirme.
5. Loop (Geri dönüş):
Her katman, bir alt katmanı yeniden değerlendirmek için referans oluşturur.
6. Stabilizasyon:
Döngü netleştiğinde (yani çelişkiler azalınca), düşünce kararlı bir hâle gelir.
Bu aşamada kişi artık bilginin doğruluğu hakkında daha güvenilir bir görüş geliştirmiştir.
6. Carrollian Recursion’un Kullanıldığı Alanlar
• Epistemik Hijyen
Yanlış bilgiyi filtrelemek, düşünsel kirliliği azaltmak.
• Bilimsel sorgulama
Hipotez → varsayım → model → paradigmada döngüsel doğrulama.
• Modern yapay zekâ değerlendirmeleri
Model çıktılarında zincirleme hata tespiti.
• Psikoterapi
Şemaların, inanç kalıplarının ve bilişsel çarpıtmaların katmanlı analizi.
• Eleştirel medya okuryazarlığı
Haberin değil, haberi okuma biçiminin de değerlendirilmesi.
7. Örnek: Bir haber doğrulama süreci
İddia: “X politikacı Y’yi söyledi.”
- Düzey-1: Video var mı? Orijinal kaynak ne?
- Düzey-2: Haberi paylaşan sayfa hangi amaçla paylaşıyor?
- Düzey-3: Bu haberi doğru bulma eğilimim hangi kültürel/ideolojik kabullere dayanıyor?
- Düzey-4: Algoritma bana bu haberi özellikle göstermiş olabilir mi?
Her döngüde gerçeklik netleşir ve kişi manipülasyona daha kapalı hâle gelir.
8. Sınırlar ve Eleştiriler
- Süreç zaman alabilir.
- Aşırı recursion, “epistemik paralizi”ye yol açabilir (her şeyi aşırı sorgulama).
- Her insan meta-biliş kapasitesini aynı ölçüde kullanamaz.
- Bazı durumlarda pratik karar alma gecikebilir.
Yine de, doğru kullanıldığında son derece güçlü bir akıl yürütme aracıdır.
Sonuç
Carrollian recursion, yalnızca bir “akıl oyunu” değil; modern çağın bilgi kalabalığında gerçekliğe ulaşmak için kullanılan derin bir zihinsel filtredir. Hem edebî hem matematiksel ilham kaynaklarına sahip olan bu yöntem, düşüncenin kendi üzerine kıvrılarak netleşmesini sağlar.
Bu metot, bireyin düşünme sürecini şeffaflaştırır, önyargıları açığa çıkarır ve karmaşık bilgi ortamlarında güvenilir bir gerçeklik denetimi sunar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder