Görev Çağrısı ve Küçük Deniz
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarların birinde, yemyeşil ormanlarla çevrili, denize bakan bir kasaba varmış. Bu kasabada, küçük ama yüreği büyük bir çocuk yaşarmış. Adı Deniz'miş. Deniz, her gün deniz kıyısına gider, dalgaların sesini dinler, gökyüzüne bakıp hayaller kurarmış. Ama bir şey hep eksikmiş. İçinde bir ses, ona bir şeyler yapması gerektiğini fısıldıyormuş.
Bir gün, Deniz sahilde yürürken yaşlı bir balıkçıyla karşılaşmış. Balıkçı, ahşap kayığını tamir ediyormuş. Deniz ona yaklaşmış ve sormuş:
— “Usta, ne yapıyorsun?”
Balıkçı gülümsemiş.
— “Kayığımı onarıyorum, çünkü balıkçının görevi denize açılmaktır.”
Deniz, bu sözleri düşünmüş. “Benim görevim ne?” diye içinden geçirmiş. Ertesi gün, ormanda yürürken bir kuşun yuvasının yere düştüğünü görmüş. Minik yavrular titriyormuş. Deniz hiç düşünmeden, yuva parçalarını toplamış, bir ağaca çıkıp yuvayı yerine koymuş. O an içinde bir sıcaklık hissetmiş.
Kasabada herkesin bir görevi varmış. Fırıncı ekmek yapar, çoban koyunlarını güder, öğretmen çocuklara yeni şeyler öğretirmiş. Ama Deniz, kendi görevini hâlâ tam olarak bilmiyormuş.
Bir akşam, kasabaya büyük bir fırtına gelmiş. Dalgalar yükselmiş, rüzgâr çatılardan kiremitleri uçurmuş. Kasabanın ortasında büyük bir çınar ağacı varmış, ancak fırtına ağacı köklerinden sökmek üzereymiş. İnsanlar korkuyla ne yapacaklarını düşünürken, Deniz kalabalığın önüne çıkmış.
— “Görev bende!” demiş cesurca.
Kasabalılar ona şaşkınlıkla bakmış. Deniz hızla ağaca bağlayacak ipler bulmuş, insanları bir araya getirmiş ve ağacı sağlam kalması için desteklemişler. Fırtına dindiğinde, ağaç yerinde sapa sağlam duruyormuş, kasaba ise büyük bir tehlikeden kurtulmuş.
O günden sonra herkes Deniz’i bir kahraman olarak görmüş. Ama Deniz için en büyük ödül, içindeki sesi artık daha net bir şekilde duyabilmesiymiş. Çünkü artık biliyormuş: Görev, bazen büyük şeyler yapmak değil, ihtiyaç duyulan yerde elinden geleni yapmaktı.
Ve Deniz, ne zaman bir zorlukla karşılaşsa, her zaman cesurca şöyle dermiş:
— “Görev beni çağırıyor. Görev bende!”
Ve böylece, kasaba huzur içinde yaşamaya devam etmiş. Deniz büyümüş, bilge biri olmuş, ama içinde hep o küçük çocuğun cesareti kalmış. Çünkü bir insanın görevi, sadece bir kez değil, hayat boyu devam edermiş.
Masal biter, görev sürer…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder