DERVİŞ KAŞIĞI
Bir Derviş'e sormuşlar:
-"Sevginin sözünü edenler" ile "Sevgiyi gerçekten" yaşayanlar arasında ne fark var?
-"Bakın göstereyim" demiş
Bir sofra hazırlamış.
Sevgi sözlerini dilinden düşürmeyen... ama... Dilinden de gönlüne indirmeyen kişileri... çağırmış sofraya...
Hepsi yerlerine kurulmuşlar... derken...
Kaseler içinde... buram buram tüten... mis gibi kokan..
Sıcacık çorbalar gelmiş, sofraya..
Arkasından da "derviş kaşığı" denilen, Bir metre uzunluğunda kaşıklar...
"Bu kaşıkların sapının uç kısmından tutup yiyeceksiniz" Şartını da eklemiş, Derviş.
"Peki" deyip sapının ucundan tuttukları uzun kaşıklarla çorbayı içmeye girişmişler...
Fakat, o da ne?
Kaşıklar uzun geldiği için... sofradaki hiç kimse..
Kaşıktaki çorbayı ağzına götüremiyor..
Bakmışlar olmuyor.. üstelik de ortalığı kirletiyorlar..
İçmekten vazgeçtikleri çorbayı bırakmışlar ve oturdukları gibi aç kalkmışlar, sofradan..
Onların kalktığını gören Derviş, "Şimdi de sevgiyi gerçekten yaşayanları..Gönlü gerçekten sevgi dolu olanları... çağıralım sofraya" diyerek.
Yüzleri aydınlık... gözleri sevgiyle gülümseyen kişileri..
Çağırmış sofraya ve "buyurun" demiş.
Kural yine aynı...
Her biri... uzun kaşığın sapının uç kısmından tutarak..
Kaseye daldırıp çorbayla doldurduğu kaşığı..
Kendi ağzı yerine... "Buyur kardeşim" diyerek karşısındakine uzatıyor..
O da aynı şekilde, kendine uzatan "kardeşine"...
Böylece, herkes birbirini doyurmak suretiyle,
Şükrederek kalkmışlar, sofradan..
Bu manzarayı gösteren Derviş,
"İşte" demiş,
"Kim ki.. hayat sofrasında yalnız kendini görür...
Kendini doyurmayı düşünürse..
O aç kalacaktır..
Kim ki... kardeşini düşünür ve doyurursa..
O da kardeşi tarafından doyurulacaktır..
Şunu unutmayın ki..
Her zaman, alan değil veren kazanır.."
Bazen düşünüyorum da..
-Gerçek sevgi ile göstermelik sevgiyi...
-Kardeş ile kardeş gibi gözükeni ayırt edecek..
-Dilde söylenenler ile yürekte gizlenenleri yan yana getirecek..
-"Sorun" çözmek isteyenler ile
"Sorun" dan beslenenleri birbirinden ayıracak..
Bir "derviş kaşığı" yapılmış olsaydı.. nasıl olurdu dersiniz?
Eminim, hemen herkes dört elle "Derviş Kaşığı"na sarılırdı..
Ama..
"Kaşığı kırmaya çalışanlar hep olur" dediğinizi duyar gibiyim...
Haklısınız..
Kimbilir, belki de birileri.. bu kaşığı hep kırıyorlardır..
Haydi, var mısınız? "Derviş Kaşıkları"nı kıranlara inat..
Her birimiz... elimizle olmasa bile.. hem dilimizle...hem gönlümüzle..
Birer tane derviş kaşığı yapmaya.. ve...
Kardeşlerimize çorba içirmeye..
Ne dersiniz?
Ramazan Toprak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder