Çin “Silicon Vergisini” Nasıl Bitirdi?
ABD–Çin Teknoloji Savaşında Yeni Dönemin Ayrıntılı Analizi
ABD’nin Nvidia üzerinden Çin’e uygulamaya koyduğu yarı iletken vergisi ve ihracat kısıtlamaları, teknoloji savaşının en kritik aşamalarından birini oluşturuyordu.
Ancak Pekin’in ivedi ve stratejik karşı hamlesi, bu politikanın etkisini adeta birkaç gün içinde sıfırladı. Bu gelişme, ABD’nin “Silicon Vergisi” diye anılan çip satış stratejisinin temel varsayımlarını çökerterek güç dengesini derinden sarstı.
Bu yazı, yaşananları adım adım inceleyip neden tarihsel bir kırılma olduğunu açıklıyor.
1. “Silicon Vergisi” Nedir? ABD’nin Hesapladığı Strateji
ABD, Çin’e yüksek kapasiteli yapay zeka ve veri merkezi çiplerinin satışını sınırlamakla birlikte, tamamen yasaklamadan “kısıtlı modelleri” satılabilir hale getirerek yeni bir denklem kurmuştu.
Bu strateji üç varsayıma dayanıyordu:
- Çin bu çiplere bağımlı kalacak.
- Huawei’nin ve diğer yerli üreticilerin kısa vadede rakip üretmesi zor olacak.
- ABD, dünün teknolojisini bugünün fiyatıyla satabilir ve hem kontrolü hem geliri elinde tutar.
Trump yönetiminin 8 Aralık’ta duyurduğu %25 H200 vergisi, bu yaklaşımın bir uzantısıydı:
ABD, “kontrollü bağımlılık” yaratmayı hedefliyordu.
2. Çin’in Şaşırtıcı ve Hızlı Karşı Hamlesi: “İzin Belgesi Rejimi”
Beijing’in yanıtı son derece hızlı oldu: Bir gün sonra, 9 Aralık’ta Çinli düzenleyiciler yeni bir onay rejimi taslağı hazırlamaya başladı.
Bu rejimin esası şudur:
- Çin’deki herhangi bir şirket Nvidia H200 satın almak isterse,
- Devlete Huawei Ascend’in neden yeterli olmadığını resmi bir raporla açıklamak zorunda.
Bu ne anlama geliyor?
- Bu bir gümrük vergisinden daha sert bir yöntem.
- Her alıcı için bürokratik bir bariyer yaratıyor.
- Reddedilme ihtimali son derece yüksek.
- Her reddediş, Çin’in kendi alternatiflerini iyileştirmesine yol açıyor.
Bu, “kısıtlama” değil, bağımlılıktan kontrollü kopuş mekanizması.
3. ABD’nin Stratejisinin Nasıl Tersine Döndüğü
ABD, Nvidia çiplerinin satışını kontrol ederek Çin’i frenlemeyi amaçlıyordu.
Fakat ortaya çıkan tablo ironik bir biçimde tersine döndü:
a) Çin, ABD çiplerini siyasi bir silaha çevirdi.
ABD, satışları kısıtlayarak Çin’i zayıflatacağını düşünürken, Çin bu satışları kendi lehine hız kesme fırsatına dönüştürdü.
“Almak istiyorsanız, neden aldığınızı ispatlayın” demek, fiili bir yasaklama.
b) Reddedilen her talep Huawei için hızlandırıcı.
Her başvuru, Huawei’nin eksiklerini ortaya çıkaran teknik dokümanlar üretiyor.
Bu dokümanlar:
- mühendislik yol haritası oluyor,
- Ar-Ge çalışmalarını netleştiriyor,
- yerli alternatifleri hızlandırıyor.
ABD’nin kısıtlamalarının tetiklediği bu sürecin Çin tarafında “eğitim etkisi” yaratması kritik önemde.
c) Nvidia’nın Çin gelirleri fiilen risk altında.
Nvidia’nın 2024 mali yılında Çin’den kazandığı gelir: 12 milyar dolar.
Artık bu rakam devlet onayıyla sınırlandırılmış durumda.
H20 çipinde yaşananlar örnek niteliğinde:
- Çin, alım onayı vermeyerek
- H20 satışlarını sıfıra indirdi.
- ABD hazinesinin beklediği vergi geliri de sıfır oldu.
H200 için aynı model uygulanıyor.
4. Bağımlılığı Tersine Çeviren Paradoks
Orijinal metinlerde geçen ifade çok çarpıcı:
"The semiconductor paradox has inverted."
Yani yarı iletken paradoksu tersine döndü.
ABD şunu hedeflemişti:
- Çin eski nesil çiplere bağlı olacak,
- fiyatı yüksek tutularak ekonomik avantaj sağlanacak,
- Çin’in ilerleyişi yavaşlatılacak.
Ancak şimdi:
- Çin, bu satışları kendi lehine engelleyen taraf haline geldi.
- ABD çipleri Çin ekonomisi için “zorunlu” değil, “strategic burden” hâline dönüştü.
- Çin, bağımlılığını bir anda “pazarlık kozuna” çevirdi.
Bu değişim, teknoloji savaşının en sert kırılmalarından biri.
5. Kaçakçılık ve Gri Pazarlar: Yeni Bir Risk
Haberlerdeki önemli bir nokta: Çin, 2025’te 1 milyar dolar hacme ulaşan kaçak çip ağlarını zaten kullanıyor.
İzin belgesi rejimi ile birlikte:
- resmi satışlar azalacak,
- gri pazarlar büyüyecek,
- fiyatlar artacak ama erişim devam edecek,
- ABD’nin denetim gücü düşecek.
Bu durum, Çin’in resmi kaynaklarını Huawei gibi yerli üreticilere daha agresif şekilde yönlendirmesine olanak sağlıyor.
6. ABD İçin İki Yol Kaldı
ABD’nin önünde iki temel seçenek olduğu açık:
1) İhracat izinlerini tamamen iptal etmek (containment’e dönmek)
Bu, “tam kopuş” anlamına gelir ancak:
- Nvidia için büyük gelir kaybı,
- Amerikan sektörünün Ar-Ge bütçelerinin daralması,
- Çin’in daha hızlı bağımsızlaşması,
- küresel tedarik zincirlerinde daha keskin bölünme
gibi sonuçlara yol açar.
2) Çipleri Çin’e satmaya devam etmek ama Çin’in kurduğu izin labirentinin içinde
Bu senaryoda:
- ABD çipleri kağıt üzerinde satılıyor,
- fiiliyatta ise bürokraside boğuluyor,
- Çin bağımlılığı yönetiyor ve azaltıyor,
- ABD’nin “Silicon Tax” geliri gerçekleşmiyor.
Her iki seçenek de Çin’in stratejik çıkarlarına diğerinden daha fazla zarar veremiyor.
Çin adeta oyunu kendi kurallarına göre oynamaya başladı.
7. Yüzyılın Ana Ekseni: Teknoloji Soğuk Savaşının Yeni Aşaması
Bu hamle, yalnızca bir ticaret kararı değil:
Teknoloji soğuk savaşının yeni fazına giriş.
Ana başlıklarıyla:
- Çin tamamen özerk bir yarı iletken ekosistemi inşa ediyor.
- ABD, “kontrollü tedarik” stratejisini sürdüremiyor.
- Nvidia’nın Çin gelirleri tehdit altında.
- Huawei, inanılmaz bir hızla boşlukları dolduruyor.
- Küresel yapay zeka donanımı ikiye bölünüyor.
Ve en önemlisi:
Çin, ABD’nin tasarladığı oyunun şartlarını reddetti.
“Tribute” ödemeye niyeti olmadığını duyurdu.**
Bu, 2020’lerden 2030’lara uzanan jeopolitik denklemde belirleyici bir kırılma.
Sonuç: Dengeleri Değiştiren Tarihsel Bir Hamle
Çin'in onay rejimi, bir ticaret kararı olmanın çok ötesinde; stratejik bir teknoloji kopuşunun hızlandırıcısı.
Bu gelişmenin sonuçları:
- ABD’nin yarı iletken kontrol stratejisi çatırdıyor.
- Çin, bağımlılığı kendi büyümesi için bir kaldıraç olarak kullanıyor.
- Küresel teknoloji pazarında iki ayrı ekosistem oluşması hızlanıyor.
- ABD şirketleri ekonomik olarak yara alıyor.
- Huawei ve yerli çip tasarımcıları güçleniyor.
Bu nedenle birçok analist, bu adımı “oyun değiştirici” değil, “oyunu yeniden tanımlayan hamle” olarak görüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder