2025-07-25

Engin Geçtan’ın Hayat adlı kitabı

Engin Geçtan’ın Hayat adlı kitabı, psikiyatrist ve yazarın uzun yıllara dayanan klinik deneyimlerini, psikoloji, felsefe, sosyoloji, fizik, tarih ve sanat gibi farklı disiplinlerle harmanlayarak insan yaşamını ve modern toplumun dinamiklerini sorguladığı bir eserdir. 

Metis Yayınları tarafından 2002 yılında yayımlanan ve 181 sayfadan oluşan bu kitap, sade ama derin bir üslupla yazılmış, okuyucuyu hem bireysel hem de toplumsal düzeyde düşünmeye sevk eden bir çalışmadır. Geçtan, kitabında modern insanın yabancılaşma, hız, zaman algısı, ilişkiler, benlik ve varoluş gibi temel meselelerini ele alırken, kendi gözlemlerini, danışanlarının hikayelerini ve çeşitli düşünürlerin fikirlerini ustalıkla bir araya getirir. Aşağıda kitabın geniş bir özeti sunulmuştur.

Kitabın Genel Çerçevesi
Hayat, Engin Geçtan’ın psikiyatri alanındaki uzmanlığını, geniş bir entelektüel birikimle birleştirerek yazdığı bir deneme kitabıdır. 

Kitap, modern insanın günlük yaşamındaki alışkanlıkları, koşuşturmaları ve bu süreçte fark etmeden içine düştüğü boşlukları sorgular. Geçtan, özellikle büyük kent insanının hız ve telaş bağımlılığına dikkat çekerken, bu durumun insanın kendisiyle ve dünyayla bağ kurma biçimini nasıl etkilediğini inceler. 

Kitap, serbest çağrışım tekniğine benzer bir şekilde yazılmış gibi hissedilse de, bu dağınık yapı, insan hayatının karmaşıklığını ve çok boyutluluğunu yansıtmak için bilinçli bir tercih gibi görünür. Kitap, bölüm başlıklarına sahip olmaması nedeniyle takip edilmesi zor olabilir, ancak bu, okuyucuyu kendi düşünce akışına katılmaya davet eden bir özellik olarak da değerlendirilebilir.

Ana Temalar ve İçerik
Geçtan, Hayat’ta bireyin iç dünyasından toplumsal dinamiklere, kuantum fiziğinden felsefeye uzanan geniş bir yelpazede konuları ele alır. Kitabın ana temaları şunlardır:

1. Hız ve Modern Yaşamın Uyuşturucuları
   Geçtan, büyük kent insanının hız tutkusunu bir tür uyuşturucu olarak tanımlar. Toplumun dayattığı normlarla pekiştirilen bu hız, insanın içindeki boşlukla yüzleşmesini engeller. Örneğin, trafik ışığına yetişmek için telaşla hareket etmek veya asansörü beklemek yerine merdivenlere koşmak gibi günlük alışkanlıklar, kazanılan saniyelerin aslında bireyden daha değerliymiş gibi algılanmasına yol açar. Geçtan, bu telaşın insanın kendi varoluşsal boşluğunu görmezden gelmek için bir kaçış mekanizması olduğunu vurgular. “Aynı şey, telaşsız da aynı sürede yapılabilir, üstelik yapılacak şeye ayrılan zaman ve enerjinin bir bölümü seferberlik sırasında tüketilmeden,” diyerek, hızın gereksizliğini ve yıkıcı etkisini sorgular. 

2. Yabancılaşma ve Varoluşsal Kopuş
   Yabancılaşma, kitabın en önemli temalarından biridir. Geçtan, modern insanın hem kendisine hem de çevresine yabancılaştığını belirtir. Bu durum, bireyin içinde yaşadığı dünyayla bağlarının kopması, kendini bir topluluğa ait hissetmemesi ve “Ben burada ne yapıyorum?” gibi sorularla yüzleşmesiyle ortaya çıkar. Geçtan, bu yabancılaşmanın depresyondan daha ağır bir duygu olduğunu ve bazı durumlarda bireyi uyuşturucu bağımlılığı veya intihar gibi uç noktalara sürükleyebileceğini ifade eder. Yaygınlaşmış yabancılaşma, bireyin kendi duygularını fark etmesini zorlaştırır ve bu durum, modern toplumun birey üzerindeki baskılarının bir sonucu olarak görülür. 

3. Zaman Algısı ve ‘Eşref Saati’
   Geçtan, modern insanın zaman algısının ölçülen zamanın egemenliği altında olduğunu savunur. İnsanlar, hayatlarını saatin tik-taklarına göre yaşarken, gerçek anlamda yaşamın akışına uyum sağlamayı unutur. Ancak, Geçtan’a göre, pek çok şey planlanan zamanda değil, “eşref saati” geldiğinde gerçekleşir. Bu kavram, insanın kendi iç ritmine ve hazır oluş haline vurgu yapar. Geçtan, bu bağlamda, bireyin kendi doğasına uygun bir zaman anlayışına dönmesi gerektiğini önerir. 

4. Kuantum Fiziği ve İnsan Bilinci
   Kitabın dikkat çekici yönlerinden biri, Geçtan’ın kuantum fiziğini insan psikolojisiyle ilişkilendirmesidir. Kuantum fiziğini sade ve anlaşılır bir dille açıklayan Geçtan, bu bilim dalının insanın evrenle ve kendisiyle olan ilişkisini anlamada nasıl bir perspektif sunduğunu tartışır. Özellikle Danah Zohar’ın Kuantum Benlik adlı eserinden alıntılar yaparak, bilinçli zihnin ve bireysel farkındalığın evrendeki yerini sorgular. Kuantum fiziği, Geçtan’ın anlatısında, insanın kendi varoluşunu anlaması için bir metafor olarak kullanılır. 

5. Şartlandırmalar ve Özgürlük
   Geçtan, bireyin çocukluktan itibaren toplumsal ve kültürel şartlandırmalarla şekillendiğini belirtir. Bu şartlandırmalar, mekan algısından seçim yapma biçimlerine kadar hayatın her alanında etkisini gösterir. Örneğin, Batı toplumlarının pozitivist bilim anlayışının bireyi doğadan ve kendinden uzaklaştırdığını savunan Geçtan, Aborjinlerin mekanı “sınırsız şarkı hatları” olarak görmesi gibi alternatif bakış açılarını örnek gösterir. Bireyin bu şartlandırmalardan kurtulması, kendi özgün yolunu bulması için bir gereklilik olarak sunulur. 

6. İlişkiler ve İnsan Bağları
   Kitap, modern ilişkilerin biçimci ve yüzeysel doğasına da değinir. Geçtan, insanların birbirini gerçekten tanımasının ancak ortak yaşantılarla mümkün olduğunu belirtir. Bilgi toplamak veya başkalarına kendimizi bilgiyle sunmak, gerçek bir yakınlık kurmayı engeller. İnsanların birbirine nesne gibi bakması, ilişkileri bir “ayinler dizisi”ne dönüştürür ve yalnızlık hissini artırır. Geçtan, bu noktada, bireyin kendi iç dünyasıyla ve diğer insanlarla daha bütüncül bir bağ kurmasının önemini vurgular. 

7. Kaos ve Varoluş
   Geçtan, kaos teorisi ve insan yaşamı arasındaki ilişkiye de yer verir. Rüyalarımızda kaos yarattığımızı, ancak bu kaosun yaratıcı bir potansiyel barındırdığını ifade eder. Modern insanın kaosla yüzleşmekten korktuğunu, ancak kaosun içinde yeni anlamlar bulabileceğini öne sürer. Bu tema, kitabın genelinde bireyin kendi iç dünyasındaki çatışmalarla barışması gerektiği fikriyle bağlantılıdır. 

Kitabın Üslubu ve Yaklaşımı
Geçtan’ın üslubu, akademik bir dil ile samimi bir sohbet tonu arasında bir denge kurar. Kitap, psikolojiye aşina olmayan okuyucular için bile anlaşılır bir şekilde yazılmıştır, ancak derinliği ve çok disiplinli yaklaşımı nedeniyle dikkatli bir okuma gerektirir. Geçtan, kendi deneyimlerini ve danışanlarının hikayelerini paylaşırken, Martin Buber, Carl Jung, Melanie Klein, Winnicott gibi düşünürlerden ve İmam Gazali gibi doğulu alimlerden alıntılar yaparak fikirlerini zenginleştirir. Bu alıntılar, onun evrensel bir perspektiften insan doğasını anlamaya çalıştığını gösterir. 

Kitabın Mesajı ve Etkisi
Hayat, okuyucuyu kendi yaşamını, alışkanlıklarını ve toplumun dayattığı normları sorgulamaya davet eder. Geçtan, bireyin kendisini ve dünyayı anlaması için önce kendi şartlandırmalarından kurtulması gerektiğini savunur. Kitap, “Hayat nedir?” sorusuna doğrudan bir cevap vermek yerine, bu soruyu okuyucunun kendi içinde keşfetmesine olanak tanır. Geçtan’a göre hayat, “bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte nasıl var olduğumuz ya da olmadığımız”dır. Günlük yaşamın sıradan anları –biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz yalnızlık– hayatın özünü oluşturur, ancak insanlık tarihi boyunca bu sadeliği karmaşık bir yumağa dönüştürmüştür. 

Kitap, bireyin kendi sorumluluklarıyla yüzleşmesini, hiçbir travmanın sadece kendisine özgü olmadığını anlamasını ve hayatla daha bütüncül bir bağ kurmasını teşvik eder. Geçtan, okuyucuyu bir otorite gibi yönlendirmek yerine, düşünmeye ve sorgulamaya sevk eder. Bu nedenle, kitap hem bireysel farkındalığı artıran hem de toplumsal sorunlara eleştirel bir bakış sunan bir rehber niteliğindedir. 

Okuyucu Yorumları ve Eleştiriler
Hayat, okuyucular tarafından genellikle derin, düşündürücü ve ufuk açıcı bir eser olarak değerlendirilir. Goodreads ve 1000Kitap gibi platformlarda yapılan yorumlarda, kitabın sade ama etkili üslubu, kuantum fiziği gibi karmaşık konuları anlaşılır kılması ve okuyucuyu kendi iç dünyasıyla yüzleşmeye teşvik etmesi övülür.

Sonuç
Engin Geçtan’ın Hayat kitabı, modern insanın hem bireysel hem de toplumsal düzeydeki varoluşsal sorunlarını derinlemesine inceleyen, çok disiplinli bir eserdir. Hız, yabancılaşma, zaman algısı, ilişkiler ve kuantum fiziği gibi konuları bir araya getirerek, okuyucuya hayatı yeniden düşünme fırsatı sunar. Geçtan, ne bir reçete sunar ne de kesin cevaplar verir; bunun yerine, bireyin kendi yolunu bulması için bir rehber olmayı amaçlar. Psikolojiye, felsefeye veya insan doğasına ilgi duyanlar için zengin bir okuma deneyimi sunan bu kitap, Geçtan’ın en önemli eserlerinden biridir ve özellikle İnsan Olmak kitabını beğenen okuyucular için tamamlayıcı bir metindir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder