Jacques Lacan’ın Seminar IV: La relation d’objet (Nesneyle İlişki) başlıklı semineri (1956-1957) psikanalitik teorinin önemli yapı taşlarından biridir. Bu seminerde Lacan, klasik nesne ilişkileri kuramını eleştirerek kendi özgün yaklaşımını inşa eder.
📘 LACAN SEMİNER IV: NESNEYLE İLİŞKİ (1956-1957)
Fransızca orijinal başlık: La relation d’objet
Ana tema: Psikanalitik nesne kavramının Freudcu temelde yeniden inşası ve öznenin nesneyle olan yapısal ilişkisi
🔶 GENEL KONU: NESNEYLE İLİŞKİ VE ÖZNELLİK
Lacan, bu seminerde özellikle Melanie Klein ve nesne ilişkileri okulunun geliştirdiği kavramları ele alır, ancak onların özneyi nasıl konumlandırdığını yetersiz bulur. Lacan’a göre özne, yalnızca dışsal nesnelere bağlanan bir varlık değil; dilin yapısal etkisiyle şekillenen ve arzunun yapısında “eksik” olan bir varlıktır.
🔹 1. NESNEYLE İLİŞKİ KAVRAMINA YAKLAŞIM
Lacan’ın temel sorusu:
“Özne ile nesne arasındaki ilişki, psikanalitik olarak ne anlama gelir?”
- Nesne ilişkileri kuramında (özellikle Klein ve Fairbairn), bebek ve anne arasında erken dönemde gelişen içsel nesne temsilleri ön plandadır.
- Lacan, bu yaklaşımın simgeleyici düzeyi ihmal ettiğini ve öznenin yapısal konumunu gözden kaçırdığını savunur.
🔹 2. FREUDCU TEMELE DÖNÜŞ
Lacan, Freud’un yapıtlarına dönerek, dürtü ve arzu kavramlarının yeniden yorumunu yapar.
- Dürtü, doğrudan nesneye yönelen bir enerji değil, “dolaylı ve yapısal olarak eksik” bir harekettir.
- Arzu hiçbir zaman “tam olarak” nesneye yönelmez; hep bir eksik nesne (objet petit a) çevresinde döner.
- Dolayısıyla özne, tamlık değil, eksiklik üzerinden tanımlanır.
🔹 3. OBJET PETIT a’NIN DOĞUŞU
Bu seminer, Lacan’ın ünlü kavramı objet petit a'nın ilk sistematik temellerini attığı yerdir.
- Objet petit a (küçük a nesnesi): Özne ile nesne arasındaki boşlukta beliren, eksikliğin temsilidir.
- Bu nesne, gerçek bir şey değil, bir boşluk, bir yitim, bir izdir.
- Arzuyu organize eden şeydir ama asla tam olarak elde edilemez.
“Arzu, eksikliğin etrafında döner.”
🔹 4. NESNEYİ KUŞATAN 4 NESNE: AĞIZ, ANÜS, GÖZ, SES
Lacan, dört tür kısmi nesne (Freud’un dürtülerine bağlı olarak) tanımlar:
- Ağız (oral nesne) – emme dürtüsü
- Anüs (anal nesne) – dışkı dürtüsü
- Göz (gaze) – görsel dürtü
- Ses (voice) – işitsel dürtü
Bu nesneler, öznenin yapılandırılmasında kritik rol oynar. Özne bunlar aracılığıyla kendini bir boşluk içinde konumlandırır.
🔹 5. ANNE İLE OLAN İLK İLİŞKİ: NESNE Mİ, ÖTEKİ Mİ?
Seminer boyunca Lacan, annenin çocuğun gözünde ne anlama geldiğini de irdeler:
- Anne yalnızca bir nesne değildir, aynı zamanda "Büyük Öteki" olarak dilin, arzunun ve yasa’nın temsilcisidir.
- Bebek annenin arzusuna maruz kaldığında, kendi öznel konumunu kurmak zorundadır.
- Bu durum öznenin ayrışmasını (separation) ve kimliğin doğuşunu belirler.
🔹 6. AYRILMA (SÉPARATION) VE YASAL DÜZEN
Lacan, babanın rolünü de vurgular (bir sonraki seminer olan Seminar V'te daha ayrıntılı ele alınır):
- Simgesel Baba, annenin arzusunu bölen bir yasayı temsil eder.
- Bu yasa, çocuğun anneyle birleşme fantezisinden vazgeçmesini sağlar.
- Böylece özne, yasayla karşılaşarak kendi arzusu içinde kurulur.
🔹 7. KURAMSAL SONUÇLAR
- Nesne ilişkileri doğrudan duygusal bağlarla değil, yapısal eksiklik ve temsil zinciriyle belirlenir.
- Özne her zaman bir arzu eksikliği üzerinden kuruludur.
- Arzu, tamamlanamaz; çünkü arzu nesnesi, simgesel sistem içinde her zaman ertelenir.
🔹 8. SEMİNERİN SONUÇ VURGUSU
Seminer IV’ün sonunda Lacan’ın temel çıkarımı şudur:
“Psikanalizde amaç, özneyi gerçeğe götürmek değil, onu kendi eksikliğiyle yüzleştirmektir.”
📌 ÖNEMLİ KAVRAMLAR
| Kavram | Açıklama |
|---|---|
| Objet petit a | Eksikliğin nesnesi; arzuya yön veren ama asla tamamlanmayan şey |
| Nesne ilişkisi | Öznenin ötekine bağlanma biçimi, ama Lacan’a göre yapısal ve dolaylı |
| Arzu (désir) | Tam nesneye değil, eksiklik etrafında döner; simgesel düzeyde oluşur |
| Dürtü (pulsion) | Nesneye değil, nesne etrafında dolanan hareket |
| Büyük Öteki | Dilin, yasanın ve annenin arzusunun temsilcisi |
📚 SEMİNER IV'ÜN ÖNEMİ
Seminer IV, Lacan’ın psikanalizde yapısalcılıkla birlikte nesne ilişkilerini yeniden yorumladığı çok önemli bir dönüm noktasıdır. Daha sonraki seminerlerinde (özellikle Seminer VII: Etik, Seminer XI: Psikanalizin Dört Temel Kavramı) bu temalar daha da derinleşecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder