Toplumsal Aptallık Nedir, Neden Olur ve Nasıl Yayılır?
Adolf Hitler Almanya’da başbakan olduktan sadece iki gün sonra, Dietrich Bonhoeffer adlı bir din adamı, bir radyo programında halkı uyardı. Ancak konuşması tamamlanmadan yayını kesildi. Bonhoeffer, daha en başından Hitler’in bir “rehber” değil, bir “yolunu şaşırmış” kişi olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Bu uyarıları nedeniyle 1945 yılında, Hitler’e karşı yapılan bir suikast girişimine katıldığı gerekçesiyle idam edildi.
Ancak onun asıl dikkat çekici görüşü, bu çöküşün nedeninin “kötülük” değil, “aptallık” olduğuydu. Hapisteyken yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:
“Aptallık, iyiliğin düşmanı olarak kötülükten daha tehlikelidir. Çünkü kötülükle savaşabilir, ifşa edebilir, engel olabilirsiniz. Ama aptallığa karşı elimiz kolumuz bağlıdır.”
Bonhoeffer’e göre, aptal insan kötücül biri gibi değildir; kendinden memnundur, kolayca kışkırtılır ve hatta saldırganlaşabilir. Aptallık, zekâ eksikliği değil, bazı koşullar altında ortaya çıkan insani bir zaaf olarak görülmelidir. Üstelik insanlar, bu duruma düşmeye izin verirler.
“Ne zaman büyük bir siyasi ya da dini güç ortaya çıksa, halkın büyük bir kısmı aptallaşır. Çünkü güç, başkalarının aptallığına ihtiyaç duyar.”
Bonhoeffer’e göre bir aptalla konuşurken, aslında o kişiyle değil; kafasına yerleşmiş sloganlar ve klişelerle konuşuyorsunuz. Bu durum, bugün sosyal medyada sıkça karşımıza çıkıyor: İnsanlar bağımsız düşünmek yerine başkalarının sözlerini papağan gibi tekrar ediyor.
Hiç kalabalık bir ortamda, yanlış ya da saçma bir fikrin büyük coşkuyla savunulduğuna tanık oldunuz mu? Teknolojinin gelişmesiyle toplumların daha akıllı olacağını düşünüyorduk. Ama sosyal medyada dolaşmak bile bu fikrin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Artık “toplumsal aptallık” kavramı her zamankinden daha görünür hale geldi.
Eskiden internetin bilgi paylaşımı ve fikir alışverişi için bir araç olduğunu düşünürdük. Ama şimdi sosyal medya, hakaretlerin, yüzeysel esprilerin ve asılsız söylentilerin yuvasına dönüştü. Bunun sebebi: toplumsal aptallık. Bu durum, bağımsız düşünememe, duygusal tepkiler verme ve grup baskısı etkisiyle ortaya çıkıyor.
Hepimiz bazen sosyal medyada açıkça yanlış bir paylaşıma binlerce beğeni ve paylaşım geldiğini görüyoruz. Neden bu tür içerikler bu kadar yaygınlaşıyor? Belki de cevabı yine Bonhoeffer’in sözlerinde yatıyor:
“Aptallığa karşı savunmasızız.”
Çünkü bu, zekâ eksikliği değil, bireysel iradenin teslim edilmesiyle oluşan bir durumdur. Bu yüzden kötülükten bile daha tehlikelidir.
Toplumsal Aptallığın Yayılmasına Dair 10 Önemli Tespit
1. Toplumsal aptallık, baskıcı güçlerin ortaya çıkmasıyla yayılır.
Ne zaman büyük bir siyasi ya da dini güç sahneye çıksa, halkın önemli bir kısmı düşünmeyi bırakır ve sadece o gücü takip eder. Bunun nedeni genellikle korku ya da ait olma arzusudur. Böylece bireysel akıl yerine toplu davranış öne çıkar.
2. Aptallığa karşı mantıklı açıklamalar işe yaramaz.
Aptallaşmış bir kişi mantıklı düşünmez. Ezberden konuşur, duygusal tepkiler verir ve eleştiriye kapalıdır. Bu nedenle onunla tartışmak, fikir yürütmek oldukça zordur.
3. Toplumsal aptallık sadece bilgisiz insanları değil, eğitimli kesimi de etkiler.
Bu durum bir zekâ eksikliği değil, bir psikolojik savunma halidir. Tarih boyunca pek çok entelektüel, sanatçı veya akademisyen, güçlü otoritelerin etkisine girerek sorgulamadan destek vermiştir.
4. Sosyal medya, bu aptallığın yayılmasını hızlandırır.
Eskiden yanlış düşünceler zamanla yayılırken, şimdi sosyal medya sayesinde bir yalan ya da saçmalık saniyeler içinde milyonlara ulaşabiliyor. Algoritmalar, en çok duygu yüklü ve sansasyonel içerikleri öne çıkarıyor.
5. Toplumsal aptallık, düşüncesiz bir güven duygusuna dayanır.
İnsanlar bazen liderlere, medya figürlerine ya da sosyal medya fenomenlerine sorgulamadan güvenir. Bu güven, onların söylediklerini analiz etmeden kabul etmeye yol açar.
6. Grup içi baskı, bireyin düşünme becerisini bastırır.
Bir topluluğa ait olmak isteyen birey, grubun görüşlerine uyum sağlamak adına kendi sorgulayıcı tarafını geri plana atar. Bu, eleştirel düşüncenin kaybolmasına yol açar.
7. İnsanlar bilgiden çok aidiyet arar.
Gerçekleri öğrenmek ve doğruyu bulmak için çabalamak yerine, bireyler kendilerini güvende hissettikleri gruplara dahil olmayı tercih eder. Bu da körü körüne bağlılığa neden olur.
8. Aptallık bulaşıcıdır.
Bir ortamda düşüncesiz davranışlar norm haline gelirse, zamanla diğer bireyler de bu davranışları benimser. Toplumun genel seviyesi giderek düşer.
9. Akıllı insanlar bile aptallığa teslim olabilir.
Toplumsal baskı, korku ve aidiyet arzusu gibi duygular, zekâ düzeyi ne olursa olsun bireyleri etkiler. Bu nedenle hiçbirimiz bu durumdan tamamen muaf değiliz.
10. Bu durumdan çıkış, bireysel cesaretle mümkündür.
Toplumsal aptallığa karşı durmanın tek yolu, bireylerin düşünmeye ve sorgulamaya devam etmesidir. Cesur insanlar, toplumun yeniden aklını kullanmasını sağlayabilir.
Kaynak: Gahname-yi Modir (Yönetici Dergisi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder