2014-05-27

DJI Phantom sarsıntıları ve Gopro Jello effect.

Gopro çekimlerinde sık gördünüz O dalgalanmalar Jello effect diye geçiyor. Kayıt yaparken CMOS sensörün önüne dikey perde (shutter) hareketi sonucu oluşuyor. Makine veya nesne o sırada hareket ediyorsa farklı kelimede distorsiyon oluşuyor.

Hafif hareketlerde amortisör benzeri çözümler işe yarayabilir. Bisiklet fren telleri ile birbirne bağlı iki levha veya conta benzeri lastikler ile birbirine bağlı levhalar bu şekilde ince titreşimleri alabilirler.

Çoooooooooook fazla ve hızlı hareket varsa… Gimbal denen elektronik motorlu sistemler devreye girer.

Makinenin bağlı olduğu tripod vs. hareket ediyorsa bir hareket sensörü onu algılıyor. 1 eksen, 2 eksen veya 3 eksende, motorlara hissedilen hareketin tersi yönünde komutlar vererek düzeltme yapıyor.

Çekim sorası yazılım ile düzleme de mümkün. Farkı yazılımların düzeltme yetisi birbirinden farklı. Doğrusu bu konuda iyi bir karşılaştırma yapacak bilgi birikimim olmadı. Bedava yöntemlerden biri videoyu youtube'a yükleyerek düzeltmesini istemek. Sony Vegas'ı deneyelim dedim, hayal kırıklığı yarattı.

En temizi Gimbal görünüyor. izlediğim video sonuçları güzel görünüyordu. İlk yapacağım yazılım ile ilgili araştırmaları derinleştirmek. Sonra Gimbal işine bakılabilir.

2014-05-21

Bilfen Nasıl Bir Okul. Bilfen İlköğretim maceramız

2006 yılında kızım ilkokula başladığı yıl idi. Birçok okul gezdik. Daha önce devlet okulu olsa da olur diyorduk. Hazırlık sınıfında örgenci sayısı göreceli olarak az olan bir okula kayıt yaptırdık. Müdür yardımcısı, okul ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz, bağış yapma şansınız var mı diye sordu. Bizde ne kadar dedik, önerdiği oranda bağışta bulunduk. Ne yazık ki sınıf öğretmeni çocuklar ile pek ilgilenmiyordu. Tuvaletler gerçekten pisti. Kış ortasında bir gün çocuk bugün çok üşüdüm dedi. Olanları araştırmaya gittiğimde yakıt ödeneği olmadığından kaloriferi yakmadıklarını öğrendim. Neyse parası vereyim size yakıt alın yakıt gelince bana verirsiniz dedim. Maalesef öyle olmuyor dediler. Para kasaya girdikten sonra çıkma şansı yokmuş. Firmadan isteyin sonra ödersiniz, öneri üstüne öneri kaloriferler 1 hafta sonra yanmaya başladı. Devletin ve memurların işi yürütme biçimi işlerin ters gitmesine neden oluyordu. Umudu kestim. Özel okula verelim dedim eşimle. Araştırmaya başladık. Şu okul kötü, burada eğitim kötü, bu okul cemaatin. Görüşmelere, okul gezmelerine gittik. Kimisi gerçekten eğitimden anlamıyordu. Kimisi çözümsüzlük içinde çözümsüzlük.  Kimisi umursamaz biçimde bizi burnu havada karşıladı. Okullar içinde Bilfen öne çıktı. Çamlıca Bilfen ücreti yüksek görünse bile bu işten anladığı izlenimini veriyordu. Ders dışı olanakları da iyiydi. eskrim, okçuluk, yüzme, kaya tırmanışı, buz pateni, seramik, vs.. yok yoktu. Karar verdik, yazdırdık. Birinci sınıfta veliler ve sınıf öğretmenlerimiz, müdür yardımcımız gerçekten iyiydi. Yalnız yüzme hayal kırıklığı oldu. 3-4 haftada bir göstermelik bir yüzme seansı yapılıyordu.


Bilgisayar dersi de benim beklediğim gibi değildi. Sınıf öğretmenimizin yarattığı pozitif ortam sonraki senede sürdü. Spor işinde seçmelerin keyfi kriterlere göre yapıldığını gözlemledim.  Türkiye koşulları için normal dedim. Bilgisayar ile yaptığımız projeleri bilgisayar öğretmeni değerlendirmeye bile almayınca kendim görüşmeye gittim. Karşımda konuyu çok iyi bildiğini düşünen, diyaloğa kapalı birini buldum. Bir sunum hazırlayıp müdür ile paylaşayım dedim. Müdür ile görüşmek başbakan ile görüşmekten bile daha zor. 3-4 randevu iptalinden sonra sonunda başka bir ekip ile görüştürüldüm. Bu arada yeni sınıf öğretmeni ile sorunlar vardı. Müdür yardımcısı gebe olduğu için 10.5-11 de gelip 2'de 3’te çıkıyordu. Rehber öğretmen müdür yardımcısının bütün işlerini yapıyordu. İşler düzgün gitmiyordu. Öğretmen değişimi teklifini götürdük. Kabul edilmedi. Veli istemi ile öğretmen değişimi olmuyormuş. Ya okul değiştirecektik, ya kalacaktık. Fiyatı biraz düşük olan Bilfen Koşuyolunu düşündük. Öğrenci sayısı daha azdı. Havuzu yoktu ama Çamlıcadaki  havuzda göstermelik olmaktan öteye gitmiyordu. Paramız ile rezil olacağımıza değişikliğe karar verdik. Kalsak sorunlu öğretmen ile devam edecektik. Okul değiştirsek ertesi sene yeni öğretmen, yeni okul daha iyi veya daha kötü çıkabilirdi. Risk aldık ve iyiki almışız. Yeni öğretmenimiz ve okulumuz iyi çıktı. Burnundan kıl aldırmayan eski bilgisayar öğretmeni, 1-2 sene sonra ayrıldı. Bilgisayar öğretiminden umudumu kestim. Resim, sanat, spor aslında çok umurlarında değildi. Bunu net olarak anladık. Bunlar özellikle birinci sınıfta kayıt sırasında kullanılan birer pazarlama aracı idi. Büyük çocuklar ve öğretmenler sergiler için, küçüklerin resimlerini düzeltiyordu. Çocuklardan özgür ifade değil show için uygun  eserler üretmesi isteniyordu. 8. Sınıfa doğru yaklaşırken  diğer yan derslerin hepsi iptal edilmeye başlandı. Müfredat ağırlıklı bir program uygulanıyordu. Öğretmenler çocuklar için özet çıkarıyor. Öğretmenleri Whatsapp’tan, web’den ders yapıyor gece gündüz sınav hazırlığı yapılıyordu. Beslenme ile ilgili beklediğimizi de bulamadık.  Karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme yapılırken kalori hesabı ve ölçüsü kaçıyordu. Glisemik endeksi yüksek besinler veriliyordu. Bu konuda da doğrusu muhatap bulamayınca uğraşmaktan vazgeçtim. Spor işine gelince sporun çocuğun beyinsel gelişimine pozitif katkı yaptığını anlatamadım. Spor, okul için saf zaman kaybı olarak algılanıp sınav için fiziksel aktivitesiz zihinsel aktiveler yapıldı.  Spor müfredat dışı olduğundan sınav için gerekli görünmüyordu. Spor saatleri iptal edilip yerine matematik Türkçe gibi dersler konuluyordu. Spor adına hafta sonları bir şeyler yapmaya çalıştık.


Sınavlar yaklaştıkça birde dershaneye başladık. Haftada 2 gün dershane vardı. Ancak ağır geleceğini düşündük. Hangisine gitmek istersen gidebilirsin dedik çocuğa. 1 gün yeter dedi. Bizde olur dedik. 8. yıl böylece oldukça  yoğun geçti. 7. yıl matematik öğretmenimiz pek iyi değildi. Matematikten özel ders almaya karar verdik. 8. yıl fen öğretmeni de iyi değildi. Allahtan okul zamanından fark edip 2. ayda fen öğretmenini  değiştirdi. Birinci sınavda 2 din, 1 fen yanlışı çıktı. Yılın geri kalanı azim, çalışkanlık, destek, ikinci sınav full geçti. Hayat sınavlardan ibaret değildi. Yalnız sistemimiz sınavı önemli kılıyor. Sınav geçince çocuklarda rahatladı, bizde. Spor faaliyetleri ve sanat akademik çalışma nedeniyle geri plana düşmüştü. Belki önümüzdeki aylarda ve yıllarda bunlara biraz daha zaman ayırabiliriz. Bilfen’de geçirdiğimiz 8 seneyi özetlersek bu okul sınav için hazırlanmayı biliyor diyebiliriz. Resim, spor ve diğer faaliyetler için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Çamlıca'da zaman zaman diyalog kuracak birini bulmakta zorluk çektik. Kalabalık bir okul. Ancak Koşuyolu daha küçük, sempatik bir okul, daha insani, diyaloğa daha açık bir okul. Ödev konusunda yapılan araştırmaları dikkate almadıkları, dengede aşırı ödeve kaçtıkları olmuştur.  Aşırı ödev tükenmişlik eşiğine getirebilmektedir.  Araştırmalar az ödevin ve aşırı ödevin olumsuz etkilerini gösteriyor. Çok ödev her zaman daha yüksek başarı demek demek değil.


Biz o grup verlilerden miyiz tam bilemiyorum ama bazı velilerin aşırı baskısı öğretmen baskısı ile birleşince çocuklar çocukluğunu yaşayamıyordu zaman zaman. Velhasıl bu dönem bitti. Artık yeni bir dönemdeyiz.
Unutmadan, defter, kitap satışları bildiğiniz gibi ticari, pahalı ve dışarıdan alınmaması için her tür numara  var. Örneğin İngilizce bir kitabı BilKid'den değil Amazon’dan almak istedim. Baskısı tükenmiş eski bir kitap olduğunu öğrendim. Eskiliğinden dolayı piyasada yokmuş. O kadar eski.  Herhalde piyasada kalan en sonuncuları alıp bize sattılar. Böyle numaralar da var. Bilginiz olsun. Bazen modern bazen şark zihniyeti. Son dakika aklıma geldi, bir de sinema klübü var. Sinema öğretmeni yaptığımız CD'yi açamadı. Böyle şeyler de yaşadık. Böyle bir öğretmen çocuğa video editing'i nasıl öğretsin? Kendisi CD açamıyor. Açmak için bilgisayar öğretmenini çağırıyor. Özet ile ilk gittiğimiz okul ile karşılaştırılmaz bile. Çizdikleri tablo yaptıkları reklamdaki gibi mükemmel mi? Hayır! Müfredat iyi gerisi show, balon.

2014-05-08

Tevitöl 2014 Sınav Sonuçları


Tam sayfa aç

Erkeklerin neden memesi var?

Erkeklerin meme sahibi olması bazılarına tuhaf geliyor. Veterinerlikte okuyan bir arkadaşım birinci sınıfta okuyanlara bir soru sormuş. Kedinizin erkek mi dişi mi olduğunu nasıl anlarsınız. Erkek öğrencilerden biri memesine bakarız yanıtlayınca hoca, senin memen yok mu diye karşılık vermiş. Gerçek şu ki tüm memelilerde erkek cinsinde meme bulunur. Her ne kadar erkekler de meme uçlarına sahip olsalar da, bu kadın vücudunun bir simgesi haline gelmiştir. Süt üreten bölgeler ergenlikten sonra kızlarda öströjen (ve progesteron) tarafından uyarılarak süt üretimine hazır hale getirilir, erkek memeleri ise biraz da testosteron baskısı ile gelişmez ve fonksiyonsuz kalır. Cinsiyetler arasındaki görünür farklılık tarihte doğurganlığın ve cinselliğin simgesi olmuştur. Bazı erkeklerde pektoral adelenin gelişkinliği, bazılarında ise hormonal düzensizlik nedeniyle meme yapısı belirgin olabilir. Erkeklerde memenin aşırı büyük olmasına ise jinekomasti deniyor.